With the Industrial Revolution, significant transformations have taken place on the natural environment due to industrial
production, urbanization, fossil fuel consumption for energy, waste production and increase in population. This transformation
process has brought negative consequences for the world. Today, climate change is one of the most important global problems.
As proved scientifically by the Intergovernmental Panel on Climate Change (IPCC) Assessment Reports, the problem of climate
change arises from the greenhouse gases released into the atmosphere as a result of human activities. Climate change shows its
negative consequences in several ways, such as increasing temperature, increasing the number and frequency of extreme
weather events such as droughts, floods and storms, the emergence of risks to water and food safety, and the melting of
glaciers. The search for solutions to environmental problems from past to present continues in a wide scale ranging from
environmental protection approaches based on sustainable development to ecological movements that propose radical changes
in existing structure of production and consumption. One of the most important radical ecological movements is ‘deep ecology’
of Arne Naess. In deep ecology approach, main reason of the ecological issues is seen as the perception of nature as a tool and
an eco-centric proposition is presented as a solution. Within the scope of this study, the spiritual roots of deep ecology approach
are examined, current United Nations documents on climate change have been addressed with deep ecology approach and the
contribution of the approach to combating climate change has been evaluated.
Sanayi Devrimiyle
birlikte endüstriyel ürün üretimi, kentleşme, enerji için fosil yakıt tüketimi
ve atık üretimi gibi eylemlerdeki ve nüfustaki artış nedeniyle doğal çevre
üzerinde önemli dönüşümler gerçekleşmiştir. Bu dönüşüm süreci bütün dünya için
olumsuz sonuçları beraberinde getirmiştir. Günümüzde küresel çapta yaşanan sorunların
başında iklim değişikliği gelmektedir. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli
(IPCC) Değerlendirme Raporlarıyla da bilimsel olarak ortaya konulduğu üzere, iklim
değişikliği probleminin temelinde insan faaliyetleri sonucunda atmosfere salınan
sera gazları vardır. İklim değişikliği olumsuz sonuçlarını sıcaklık artışı,
kuraklık, seller, taşkınlar ve fırtınalar gibi aşırı hava olaylarının sayı ve
sıklığındaki artış, su ve gıda güvenliğinde risklerin ortaya çıkması ve
buzulların erimesi gibi sayıları arttırılabilecek pek çok biçimde
göstermektedir. Geçmişten günümüze çevresel sorunlara çözüm arayışları
sürdürülebilir kalkınmayı temel alan çevre korumacı yaklaşımlardan, mevcut
üretim ve tüketim kalıplarında radikal değişiklikler öneren ekolojik hareketlere
dek uzanan geniş bir skalada devam etmektedir. Radikal ekolojik hareketlerin en
önemlilerinden biri Arne Naess’in ‘derin ekolojisi’dir. Derin ekoloji
yaklaşımında ekolojik sorunların temelinde insanın doğayı bir araç olarak
algılaması görülmekte ve çözüm olarak da eko-merkezci bir önerme sunulmaktadır.
Bu çalışma kapsamında derin ekolojik yaklaşımın düşünsel kökenleri incelenerek;
iklim değişikliğiyle ilgili güncel Birleşmiş Milletler dokümanlarıyla bir arada
ele alınmış ve yaklaşımın iklim değişikliğiyle mücadeleye katkısı
değerlendirilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2018 |
Submission Date | November 23, 2018 |
Acceptance Date | December 13, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 22 Issue: 2 |