Memlükler
dönemi ilim adamları tarafından sultan ve devlet ricalinin destekleri ve
teşvikleri ile çok yönlü zengin bir edebiyat meydana getirilmiştir. Bunda
vakfiyeler aracılığıyla inşa edilen dört mezhebe ait medreselerin faaliyetlerinin
de olumlu etkisi olmuştur. Şafiiler başta olmak üzere bu medreselerde Hanefî,
Maliki ve Hanbeli mezhebine mensup müderrisler ve kadılar yetişmiştir. Bu
atmosferde yetişen âlimler İslami ilimlerin her alanında kendini ifade etme imkânı
bulmuş; özgün ve derinlikli eserler ortaya koymuşlardır. Eserlerin başında
tarih, teracim ve tabakat türü eserler gelmiştir. Hemen her mezhepte kurucusundan
kendi dönemine kadar etkin liderlerin biyografisinin yapıldığı tabakat, teracim
ve vefeyât türü eserler yazılmıştır. Bununla beraber muasır kişilerin kaleme alındığı
eserler de kaleme alınmıştır. Söz konusu çalışmayı yapan âlimlerden biri de
Türk asıllı, dedeleri Tarsus’tan Şam’a gelmiş olan Necmeddin Tarsûsî’dir. İlmiyi
sınıfı bir aileden gelen Tarsûsî, “Ürcuze fi Vefeyâti’l-Aʻyân min Mezhebi
Ebî Hanîfeti’n-N’umân” adlı eseriyle Ebû Hanîfe’den (ö. 150) Alâaddin Türkmânî’ye
(ö. 750) kadar Hanefî âlimlerin vefat tarihlerini konu edinen vefeyat türünden
bir eser ortaya koymuştur. Ayrıca Kitabü’t-Tevârîh adıyla 664 yılından kendi
zamanına kadar Şam’da kadılık yapan Hanefî kâdılkudâtların başka bir ifadeyle
muasır hanefî âlimlerinin biyografilerini de yazmıştır. Çalışmamızda
incelediğimiz eser de Kitabü’t-Tevârih’tir. Kitabü’t-Tevârîh, Tarsûsî’nin 54
bölümden oluşan el-Feâidü’l-Fıkhiyye adlı 1000 beytlik manzumesinin ve
ed-Dürretü’s-Seniyye fi’l-Fevâidi’l-Fıkhiyye adlı şerhinin 13 beytlik son
bölümüdür. Eserin bu bölümünün çalışma konusu edilmesinde bölümün Şam tarihçileri
olarak bilinen Nuaymî (ö. 927) ve İbn Tolun’un (ö. 953) eserlerine kaynaklık
etmesi yatmaktadır. Bununla ilgili çalışmamız da yayın aşamasındadır. Özellikle
İbn Tolun’un “Kudâtu Dımaşk” olarak bilinen “es-Sağru’l-Bessâm fi Zikri men
Vülliye Kadâe’ş-Şâm” adlı eserinin ilk dokuz Hanefî kadısı neredeyse
Kitabü’t-Tevârih’in aynısıdır. Bölüm h. 664 yılında Şam’a kâdılkudât olarak İbn
Ata’dan başlayarak h. 746 yılı babası İmadüddin Tarsûsî’nin kadılığı bırakıp
kendisinin geçmesini ifade etmesiyle son bulmaktadır. Eser, kadıların doğum,
vefat ve kadılık tarihlerini ebced sembolleriyle ifade eden nazımla başlamıştır.
Sonra da şerh edilerek dokuz kadının hayatına dair önemli bigiler verilmiştir.
Şerhte sembollerin karşılığı olan tarihlerin açıklamasına ilaveten, kadıların
hocaları, öğrencileri, ilgi duydukları eserler, öne çıktıkları yönler, görev
yaptığı medreseler, tayinleri, terfileri, azilleri, bazılarının da edebi
yönleri ele alınmıştır. Bu yönüyle teracim özelliği taşıyan eser Moğol istilası,
halkla münasebetler, iktidar ulema ilişkisi gibi siyasi ve sosyokültürel yönü
ortaya koymasıyla da tarih niteliği taşımaktadır.
Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri
SBA-2020-11994
Çalışma, Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri SBA-2020-11994 kodlu bireysel araştırma projesiyle desteklenmiştir.
With the support and encouragement of
SBA-2020-11994
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Project Number | SBA-2020-11994 |
Publication Date | June 29, 2020 |
Submission Date | April 25, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 20 Issue: 1 |
Correspondence Address
Cukurova University, Faculty of Theology, Balcali Campus, 01330, Saricam/Adana.