İslâm dininin temel esasları îmân, amel (ibâdât, muamelât) ve ahlâk olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Bunlardan ahlâk, insanın başta yaratıcısına olmak üzere diğer insanlara ve insan dışındaki canlı-cansız bütün varlıklara (tabiata/doğaya) karşı sorumluluklarını düzenleyen ilmin genel adıdır. Bunun yanında insan irâdesine bağlı eylemlerin nasıl iyi ve kötü olacağının bilgisiyle kişinin huy ve karakter bakımından nasıl kemâle ereceğini de ele alır. Ahlâk eğitimi ise kötü huy ve eylemlerin (erdemsizliklerin/rezîletlerin) ortadan kaldırılarak yerlerine güzel ve övülmüş olanların (erdemlerin/faziletlerin) ikâme edilme sürecini ve bununla ilgili yöntemleri ifade etmektedir. Bu yönüyle ahlâk, İslâm’ın hem temel metinlerinde (Kur’ân ve sünnet) hem de bunlar etrafında teşekkül eden kültür ve medeniyette ayrıcalıklı bir yere sahip olmuştur.
İslâm’da ahlâkın temeli, maddî ve manevî yaşamın genel perspektifini belirleyen Kur’an ve Sünnet’tir. Daha sonra kelâm, hadis ve fıkıh âlimleri, mutasavvıf ve filozoflar tarafından bu perspektif geliştirilmiş ve böylelikle ahlâkın teorik temelleri oluşturulmuştur. Kelâmcılar ahlâk problemini; irâde (özgürlüğü), sorumluluk, istitâat (irâdî fiilleri gerçekleştirmeyi sağlayan güç/yetenek) ve kader problemiyle ilgili olarak kulların fiilleri (ef‘âlü’l-ibâd) ve bu fiillerin ahlâkî değerlerini (fazîlet/rezîlet) ifade eden hüsün-kubuh (iyilik/güzellik ve kötülüğün/çirkinliğin mahiyeti ve ölçüsü) çerçevesinde değerlendirmişler. Başka bir söylemle meseleyi ontolojik-epistemolojik ve insânî/beşerî açıdan ele almışlar. Bu nedenle ahlâkî değerlerin mahiyeti, niceliği, niteliği, temel kaynağı, iyi (hüsün) ile kötünün (kubuh) bilinmesine etkisi, irâde ve kader gibi meseleler konunun anlaşılması açısından ehemmiyet arz etmiştir. Nazarî ve amelî açıdan felsefenin de temel alanlarından biri olan ahlâk, fıkıhta çoğunlukla ef‘âl-i mükellefin, tasavvufta ise kalp tasfiyesi ve nefis tezkiyesi çerçevesinde analiz edilmiştir.
Burhânüddîn en-Nesefî, “Mekârimü’l-ahlâk” başta olmak üzere eserlerinde mezkûr ahlâk türlerini mezcedip kelâmî ve tasavvûfî ahlâk anlayışı ağırlıklı farklı bir yaklaşım ortaya koymuştur. Bununla beraber bu yaklaşımın benzerini Gazzâlî’de de görmek mümkündür. Nitekim Nesefî’nin Gazzâlî’den etkilendiği, eserlerinden de anlaşılmaktadır. Nesefî’nin sözü edilen eserinde ahlâkın tarifi ve değişebilirliği, âdâbın tanım ve kapsamı, ahlâkî eğitimin amacı ve bununla ilgili yöntemler, çocuk terbiyesi, öğrenen ve öğretende bulunması gereken ahlâkî değerler, kimi fazilet ve rezîletlerle bunların sebepleri ve rezîletlerden kurtulma yolları üzerinde durmuştur. Bunlardan ahlâkın tarifi ve değişebilirliği, ahlâk eğitiminin amacı ve kullanılan yöntemler, çocuk terbiyesiyle öğrenen ve öğretende bulunması gereken ahlâkî değerler, makalenin konusunu; Burhânüddîn en-Nesefî’nin ahlâk anlayışı ve bu anlayış çerçevesinde ahlâk eğitimiyle ilgili söylediklerinin Mekârimü’l-ahlâk eseri temelinde ortaya konması ise amacını teşkil etmektedir. Makalede ulaşılan sonuç ise Nesefî’nin düşüncesinde eğitimde/ilim tahsilinde ahlâkın/ahlâkî eğitimin öncelendiği ve bu eğitimin erken yaşlardan itibaren yapılması gerektiğidir.
The basic principles of the religion of Islam are divided into three as belief, deeds (ibâdât, treatment) and morality. Of these morals, it is the general name of the science that regulates the responsibilities of humans towards the creator, other people and all living and non-human beings (nature). In addition to this, it also discusses actions depending on human will how a person will be perfected in terms of character and character with the knowledge of how good and bad actions will be. Moral education, on the other hand, refers to the process of removing bad habits and deeds (vices/disgrace) and substituting the beautiful and praised ones (virtues) and the methods related to this. In this respect, morality, has a privileged place both in the basic texts of Islam (the Quran and Sunnah) and in the culture and civilization formed around them.
The basis of morality in Islam is the Qur'an and Sunnah, which determine the general perspective of material and spiritual life. Later, this perspective was developed by scholars of theology, hadith and fiqh, sufis and philosophers, and thus the theoretical foundations of morality were formed. Theologians, consider the moral problem; the acts of the servants (ef'âlü'l-ibâd) in relation to the problem of will (freedom of will), responsibility, ability/capability (power/ability to carry out willful acts) and the problem of destiny and husn-qubh (the nature and measure of good and evil), which expresses the moral values (virtues/vices) of these acts. In other words, they handled the issue from an ontological-epistemological and human/mankind perspective. For this reason, issues such as the nature, quantity, quality, basic source, the effect of knowing good (husn) and evil (qubh), will and destiny have become important in terms of understanding the subject. Ethics, which is one of the basic fields of philosophy in terms of toerical and practical aspects, has been analyzed within the framework of the actions of the responsible people in fiqh, and the purification of the heart and the soul/nafs (spiritual purification) in sufism.
Borhān-al-Dīn Nasafī brought together the types of ethics mentioned in his works, especially “Makārimu’l-Ahlâk”, and put forward a different approach based on theological and sufi moral understanding. However, it is possible to see a similar approach to this approach in al-Ghazali. As a matter of fact, it is understood from his works that Nasafi was influenced by al-Ghazali. In Nasafī’s mentioned work work, he focused on the definition and variability of morality, the definition and scope of manners, the purpose of moral education and related methods, child education, moral values that should be found in the learner and teacher, some virtues and disgrace, and their reasons and ways of getting rid of disgrace. Among these, the definition and variability of morality, the purpose of moral education and the methods used, the moral values that should be found in the teacher and learning with child education are the subject of the article. The aim of the article is to reveal Borhān-al-Dīn Nasafī’s moral understanding and what he said about moral education within the framework of this understanding on the basis of Makārimu’l-Ahlâk work. The conclusion reached in the article is that in the thought of Nasafī, ethics/moral education is prioritized in education/science education and this education should be done from an early age.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 25, 2020 |
Submission Date | September 9, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 20 Issue: 2 |