Âşık tarzı hikâye geleneği içinde üretilen ve icra edilen Gül ile Sitemkâr’ın sözlü ve yazılı varyantları mevcuttur. Bu çalışmada söz konusu hikâyenin dört ayrı nüshası (sözlü, taş baskı, Arap harfli matbu ve Latin harfli matbu) karşılaştırılmıştır.
Gül ile Sitemkâr hikâyesinin bu çalışmada incelenen dört varyantındaki olay örgüsü 10 epizot altında incelenerek karşılaştırılmıştır. Diğer âşık tarzı halk hikâyelerinde olduğu gibi Gül ile Sitemkâr’da da ilk epizotta kahramanların aileleri ve sosyal durumları hakkında bilgi verilir. Takip eden epizotlarda ise kahramanların doğumu, çocukluk dönemleri ve birbirlerine âşık olmaları anlatılır. Daha sonra âşıkların kavuşmalarına engel olan durumlar ve kişiler verilir. Bundan sonra sevgililerin birbirlerine kavuşmak için verdikleri mücadele ise hikâyedeki olayların bir bölümünü oluşturur. Engeller aşıldıktan sonra hikâye mutlu sonla biter. Diğer klasik âşık tarzı halk hikâyelerinde olduğu gibi bu hikâyede de olaylar kronolojiktir ve daima olağanüstü unsurlarla desteklenir. Sözlü varyantta olağanüstülükler diğer varyantlara göre daha fazladır.
Hikâyenin şahıs kadrosu âşık tarzı halk hikâyeleri genel formuna uygundur. Kahramanlar; yüksek tabakadan insanlar, etrafındakiler ise onlara yardım eden veya işlerini zorlaştıran tali kişilerdir. Ayrıca ulemâ, vüzerâ, vükelâ, câriyeler, hekimbaşı gibi yardımcı unsur olarak kullanılan çeşitli tabakadan insanlar vardır.
Gül ile Sitemkâr’ın incelenen nüshalarında şehir olarak Horasan ve İsfahan’ın, vak’anın ana mekânı olarak da saray ve çevresinin seçildiği görülmektedir. Hikâyenin başlangıcında kullanılan “evâil, sâbık, eski zamanlarda” gibi klişe ifadeler ve görülen geçmiş zamanın kullanılması vak’anın geçmişte olduğunu yani hikâyenin zamanını verir. Olaylar gerçeğe yakındır ve ana olayı besleyen, kahramanları maceradan maceraya sürükleyen olay parçacıkları yer almaktadır.
Hikâyede, en az şiir içeren ve masal formuna en yakın olan sözlü varyant dahil bütün varyantlarda nazım-nesir bir arada kullanılmıştır. Nazmın geniş yer tuttuğu hikâyede şiirlerin büyük çoğunluğunun birinci derecede kahramanlar tarafından söylendiği tespit edilmiştir.
Varyantların hepsinde hikâyenin girişi ve bitişi kalıp ifadelerden oluşur. Ancak sözlü varyanttaki kalıp ifade farklılık arz eder. Yazılı varyantlarda dil daha ağır olmakla beraber sözlü varyantta sadedir ve yerel ağız özellikleri görülür. Yazma varyantlarda nazım ögesi sözlü varyanta göre daha fazladır, beyit esaslı şiirler mevcuttur. Sözlü varyantta nesir ağır basmaktadır, şiirler dörtlükler hâlindedir.
There are oral and written variants of Gül ile Sitemkâr which is produced and performed within the minstrel style tale tradition. In this study, it is compared that one oral, one lithographed, one printed in Arabic script and one printed in Latin copies of the tale.
The plot of the four variants of the story of Gül ile Sitemkâr which is analysed in this study is compared under 10 episodes. As in other imnstrel-style folk tales, in Gul and Sitemkâr, information about the families and the social status of the protagonists in given in the first episodes. The birth of the protagonists, their childhood and their falling in love with each other are narrated in the following episodes. Then the situations and people who prevent them from convergency are narrated. After that, the struggle of the lovers to come together forms part of the events in the tale. After the obstacles are overcome, the tale has a happy ending. As in other classical minstrel-style folk tales, the events are chronological and supported by extraordinary elements. The oral variant has more evtraordinariness than the other variants.
The cast of characters of the tale conforms to the general form of minstrel-style folk tales. The protagonists are high class people and the people around them are secondary people who help them or make their work difficult. In addition, there are people from different strata used as figurative elements such as scholars, viziers, representatives, odalisque and physician chief.
The cities of Horasan and Isfahan were chosen as the setting of the tale and the palace and its surroundings were the main setting of the story. The use of cliche expressions and past tense at the beginning of the tale such as “evâil, sâbık, eski zamanlarda” indicate that the event took place in past, that is, it gives the time of the tale. The events in the tale are close to reality and there are squences of events that feed the main event and drag the protagonists from adventure to adventure.
In the tale, in all variants even icluding the oral variant, which contains at least poetry and is closest to the fairy tale form, prose and verse have been used together. It has been determined that the vast majority of verses in tale in which prose has a large place are sung by the first degree protagonists.
In all variants, the beginning and the end of the tale consist of stereotyped expressions. However, stereotyped expression in oral variants differs. The language is heavier in written variants but it is simpler in oral variants and it seen local dialectal features. The manuscripts variant has more verse than oral variant, and there are coupled-based poem. Oral variant predominates prose, the poems are in quatrains.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Turkish Folklore in the Türkiye Field |
Journal Section | Literature |
Authors | |
Publication Date | December 21, 2023 |
Submission Date | March 27, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 8 Issue: 2 |