Küreselleşen çağda, çoğu Batıdışı ülkelerin tersine Çin, milli
kültürünü daha etkin ve yayılabilir kılmıştır. Aynı zamanda çoğu ulusdevletler
çoğulculuk veya çokkültürcülüğe yönelirken, Çin Halk
Cumhuriyeti (ÇHC) tam tersine çoğulcu ve çokkültürlü ülke gerçeğini
tek uluslu, tek kültürlü yapıya dönüştürmeye başlamıştır. Bu süreçte
ÇHC’nin farklılıklara karşı uygulamaya devam ettiği sıfır tolerans
politikaları eleştirilmeye, tartışılmaya başlanmıştır. Bu makale, Çin’in
farklılıklara karşı mevcut zihniyetini anlayabilmenin tek yolunun işbu
zihniyeti ortaya çıkartan millet düşüncesinin kökenlerini iyi
okumaktan geçeceği görüşünü ileri sürer. Bu çalışma, Çin’in millet
düşüncesinin kökenleri ve ötekilere bakışı üzerine sosyolojik bir
deneme niteliği taşımaktadır.
In the globalizing era, contrary to most non-Western
countries, China has become more efficient and expandable in his
national culture. At the same time, while most nation-states are
oriented toward pluralism or multiculturalism, the People's Republic
of China (PRC), on the contrary, has begun to transform from the
pluralistic and multicultural reality of the country into a monolingual,
monoculturalist structure. In this process, China’s zero tolerance
policies, which the PRC continues to apply against the disparities, have
been criticized and debated. This article argues that the only way to
understand China's present mentality against the disparities is to fully
comprehend the origins of the nation's thought that has revealed the
mindset. This work is a sociological assessment of China’s roots of
national sense of community and the point of view towards others.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 15, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 1 Issue: 1 |
Journal of East Asia Studies in Türkiye (JEAST)