Asbest büyük oranda silisyum ile oksijen ve bunların yanında Ca, Mg, Fe, Na, H, gibi elementleri içeren lifsi yapıda bir maddedir. Genel olarak serpantin asbest ve amfibol asbest olmak üzere iki ayrı türü bulunmaktadır. Bileşimindeki kimyasal bağlar ve lifsi yapılar asbesti güçlü fiziksel-kimyasal etkenlere karşı dayanıklı kılmakta ve ısı geçirmez bir ürün olmasını sağlamaktadır. Bu eşsiz özellikler asbestin endüstride büyük bir yer edinmesini sağlamış, 20. yy. başlarından itibaren otomotiv, tekstil, inşaat gibi farklı alanlarda yaygın olarak kullanılmıştır. Asbest kulanımı, 1960’larda işçilerde mezotelyoma ve akciğer kanseri gibi rahatsızlıkların saptanmasıyla kısıtlanmaya ve yasaklanmaya başlamıştır. Yasal düzenlemelere rağmen geçmiş yıllardaki yoğun kullanım sonucu günümüzde gemi sökümü ve kentsel dönüşüm gibi alanlarda asbest maruziyeti söz konusudur. Bunun yanında doğal çevre de asbest maruziyetine neden olmaktadır. Günümüzde Dünya’da 2 milyon ton asbest rezervi bulunduğu düşünülmektedir ve bu rezervler çevresinde yaşayan insanlar risk altında kalmaktadır. Mezotelyoma, akciğer kanseri, asbestosis gibi ciddi akciğer rahatsızlıklarından korunmak için asbest sökümünün yetkili kişilerce yapılması ve doğal çevrelerin rehabilite edilmesi gerekmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Collection |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 10 Issue: 1 |