Known for his relentless struggle against the innovations and superstitions he witnessed, al-Kari opposed the esoteric tendencies in the field of Sufism, distanced himself from philosophical Sufism and its famous representatives, and stated that the arguments of the so-called awliya and asfiyâ are of no value. The famous Sufis of the time when al-Kari, who had these sensitivities, made "gulat" claims, such as "whoever sees me will enter heaven or not hell". It is understood that al-Kari wrote his pamphlet "Mukaddimetu's-sâlime fî havfi'l-hatime" mainly to refute this claim. In the work, the author tries to support his opinion with the narrations he conveys to express his belief that the fate of no one is unknown and that "no one can be a guarantor for anyone", and various people, some of whom are prominent figures of the Sufi sect. However, although it is true that the narrations on which he is based serve to justify his thesis, it is also seen that there are some problems in terms of Islamic thought. Likewise, it is known that some of the people whom he refers to and quoted from Sufi leaders have attitudes and discourses that also carry problems on different issues. In this respect, it is understood that al-Kārî's transfer and references in order to justify his determinations in the work are accurate, but result-oriented evaluations. In this article, we intend to shed light on the subject in terms of Islamic thought by analyzing the allegations, objections and determinations of al-Kārî, as well as the translator of the work.
Şahit olduğu bid‘at ve hurafelere karşı amansız mücadelesiyle bilinen el-Kārî, tasavvuf alanındaki batınî temayüllere karşı çıkmış, felsefî tasavvuf ile onun şöhretli temsilcilerine mesafe koymuş ve evliyâ ve asfiyâ denilenlerin mükâşefelerinin bir kıymeti haiz olmadığını belirtmiştir. Bu hassasiyetlere sahip el-Kārî’nin yaşadığı dönemdeki meşhur sûfîlerin “beni gören cennete girer ya da cehenneme girmez” tarzı “gulat” iddiaları söz konusu olmuştur. el-Kārî’nin “Mukaddimetu's-sâlime fî havfi'l-hâtime” adlı risalesini, temelde bu iddiayı çürütmek amacıyla yazdığı anlaşılmaktadır. Müellif eserde, kimsenin akıbetinin belli olmadığı ve “kimsenin kimseye garantör olamayacağı” inancını ifade etmek üzere aktardığı rivayetler ve kimisi tasavvuf mezhebinin önde gelen şahsiyetleri olan muhtelif zevattan aktarımlar ile kanaatini desteklemeye çalışmaktadır. Ancak onun dayandığı rivayetlerin kendi tezini temellendirmeye yaraması doğru olmakla beraber İslâm düşüncesi açısından bazı problemler barındırdığı da görülmektedir. Keza sûfî önderlerden atıf ve alıntı yaptığı kimi zevatın farklı konularda yine problem taşıyan tutum ve söylemlerinin olduğu bilinmektedir. Bu açıdan el-Kārî’nin eserdeki tespitlerini temellendirmek adına yaptığı aktarım ve atıflar isabetli olsa da sonuç odaklı değerlendirmeler olduğu anlaşılmaktadır. Biz de bu makalemizde eseri tercümenin yanı sıra söz konusu iddiaları, el-Kārî’nin itiraz ve tespitlerini tahlil ederek İslâm düşüncesi açısından konuyu aydınlığa kavuşturmayı düşünüyoruz.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religion, Society and Culture Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 26, 2022 |
Publication Date | June 26, 2022 |
Submission Date | May 12, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 24 Issue: 1 |
All works published in this journal are licensed under the Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.