1950’lerden itibaren yüksek büyümeye bağlı olarak gelişmiş ülkelerde oluşan emek arz açığı “misafir işçi” yöntemiyle karşılanmaya çalışılmıştı. Misafir işçilik, sermaye sınıfı açısından üretimin ve kârlılığın sürekliliğini sağlarken, işçi sınıfı için beklenilen etkisi olumsuzdu. Bu bağlamda işçi haklarının savunucusu olan sendikaların işgücü göçüne ve göçmen emeğine yaklaşımı önem kazanmaktadır. Göçle birlikte emek arzındaki artış, ücretlerin düşmesine sebebiyet vereceğinden endişe edilmekte ve işçi sınıfı adına elde edilen kazanımların kaybedileceği korkusu hakimdi. Göç sürecinde çapraz ateş arasında kalan sendikalar yerli işgücünün kaygılarını gidermek, toplumsal ve ekonomik beklentileri karşılamak zorundaydı. Bu çalışmada, sosyal demokrat tecrübeye ve sendikal geleneğe sahip olan Almanya’da sendika-göçmen işçi ilişkilerinin değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Göç sürecinin ilk 25 yıllık periyodunda ilgili literatür incelenerek sendikaların göçmen işçilere yönelik tutumları incelenmektedir. Alman sendikaların pragmatik bir tavırla işçi sınıfı arasında yerli-yabancı şeklinde segmentasyona göz yumdukları iddia edilmektedir. Görece yüksek ücretler ve terfi karşılığında yerli işgücü için rıza üretilirken, refahın artışına aracılık eden göçmen işgücünün ise ayrımcılığa uğramıştır.
Yok
Since the 1950s, the labour supply deficit in developed countries due to high growth was tried to be met by "guest workers". While guest labour ensured the continuity of production and profitability for the capitalist class, its expected effect for the working class was negative. In this context, the approach of trade unions, which are the defenders of workers' rights, to labour migration and migrant labour becomes important. There were fears that the increase in labour supply due to immigration would lead to a fall in wages and that the achievements of the working class would be lost. This study aims to evaluate union-migrant worker relations in Germany, which has a long trade union tradition. The attitudes of trade unions towards migrant workers in the first 25 years of the migration process are examined by analysing the related literature. It has been argued that German trade unions have pragmatically condoned the segmentation of the working class into foreign and domestic. Relatively high wages and opportunities for advancement generated consent among the indigenous labour force. However, migrant workers were discriminated against.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | October 14, 2023 |
Publication Date | October 21, 2023 |
Submission Date | May 24, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 34 |
Dicle University
Journal of Social Sciences Institute (DUSBED)