Bu çalışmanın amacı, Türkiye’deki milliyetçi bilincin insan hakları algısına etkisini incelemektir. Türkiye cumhuriyeti evrensel insan hakları ilkelerini içeren uluslararası sözleşmelere ve bildirgelere taraf olmakla beraber 1982 Anayasası’nda ulusçu vurgulara dayanan ideolojik bir yaklaşım benimsemiştir. Kemalizm olarak bilinen bu yaklaşım üzerinden Türklüğün sınırları da çizilerek devlet politikalarına yansıtılmıştır. Bu durum, metinlerde ifadesini bulan evrensel insan hakları ilkelerinin toplumsal algıda yeterince karşılık bulamamasına sebep olmuştur. Çalışmada, Türkiye çapında yapılan kamuoyu araştırmalarından faydalanılmış ve yasal olarak eşit olan Türk ve Kürt vatandaşların insan haklarına yaklaşımı aktarılmıştır. Çalışma sonucunda, Türkiye’deki ulus devlet örgütlenmesinin kapsayıcı bir ulus bilinci inşa edemediği, anayasayla temellendirilen Türklük vurgusunun etno-ulusçu bir yaklaşım üreterek etnosentrizmi canlı tuttuğu, toplumsal kesimlerin aralarındaki ilişkiyi evrensel insan hakları bağlamında kurabilmeleri için etnik vurgu taşımayan, çoğulculuğu esas alan çözümler üzerinde durulması gerektiği savunulmuştur.
The aim of this study is to examine the impact of nationalist consciousness on the perception of human rights in Turkey. The Republic of Turkey, while being a party to international treaties and declarations concerning universal human rights principles, adopted an ideological approach based on nationalist emphases in its 1982 Constitution. Through this approach, known as Kemalism, the boundaries of Turkishness were drawn and reflected in state policies. This situation has resulted in the principles of universal human rights, as articulated in texts, not being sufficiently reflected in societal perception. In the study, public opinion surveys conducted throughout Turkey were used and the approach of Turkish and Kurdish citizens, who are legally equal, to human rights was conveyed. As a result of the study, it is argued that the nation-state organization in Turkey has failed to build an inclusive national consciousness, that the emphasis on Turkishness based on the constitution keeps ethnocentrism alive by producing an ethno-nationalist approach, and that in order for social segments to establish their relations within the context of universal human rights, solutions that do not carry ethnic emphasis and are based on pluralism should be focused on.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Race, Ethnicity and Law, Public Policy, Public Administration, Turkish Political Life, Sociology of Law |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | July 1, 2024 |
Publication Date | July 4, 2024 |
Submission Date | January 19, 2024 |
Acceptance Date | June 6, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 36 |
Dicle University
Journal of Social Sciences Institute (DUSBED)