Giriş: Tıbbi uygulama hatası ile ilgili davaların görülme sıklığı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artış göstermektedir. Sağlık çalışanları bu davaların sonucunda cezai yaptırımla birlikte yüksek miktarlarda tazminat ödemeye mahkûm olabilmektedirler. Bu çalışma ile dosyaların özellikleri, bu iddialar ile karşılaşılan hekimler ve bu konuyla ilgili rapor düzenleyen hekimlere bilgi vermek amaçlanmıştır.
Yöntemler: Ocak 2015 ile Aralık 2019 tarihleri arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalına hatalı tıbbi uygulama iddiasına ilişkin başvuru sonrası değerlendirmelerde bulunarak rapor düzenlenen 37 dosya retrospektif olarak incelenmiştir.
Bulgular: Hatalı tıbbi uygulama iddiasıyla şikayette bulunulan sağlık personellerinin 48’inin doktor, 3’ünün hemşire, 1’inin yardımcı sağlık personeli olduğu saptandı. Aynı dosya içerisinde birden çok hekim ve sağlık personeli hakkında şikayette bulunulduğu %15 (n=7) ile en sık pratisyen hekimlerin şikayet edilmiş olduğu tespit edilmiştir. Dosyaların %48,6’sının (n=18) ölümlü olgular ile ilişkili olduğu, bu olguların %38,8’ine (n=7) otopsi işleminin gerçekleştirilmiş olduğu tespit edilmiştir. Dosyaların hatalı tıbbi uygulama iddiasına ilişkin değerlendirilme sonuçlarında kusur durumuna göre inceleme yapıldığında, dosyaların %10,8’inde (n=4) tıbbi uygulama kusuru olduğu kanaatine varıldığı, bu dosyaların %50’sinin (n=2) Mahkeme (Ağır Ceza Mahkemesi, Asliye Hukuk Mahkemesi, Asliye Ticaret Mahkemesi) makamı, %25’inin (n=1) Cumhuriyet Savcılığı makamı, %25’inin ise bireysel başvuru (n=1) ile değerlendirilmiş olduğu saptandı. Tıbbi uygulama kusurunun olmadığı kanaatine varılan dosyaların ise %66,6’sının (n=22) bireysel başvuru, %18,1’inin (n=6) Mahkeme, %12,1’inin (n=4) Cumhuriyet Savcılığı makamlarınca değerlendirilmek üzere yönlendirilmiş olduğu tespit edilmiştir. Mevcut dosyaların içerisinde bulunan ifade tutanakları incelendiğinde, %29,7’sinde (n=11) hekim ile hasta ve/veya yakınlarının tartışma yaşamış olduğu tespit edilmiştir.
Tartışma: Hatalı tıbbi uygulamalarına ilişkin iddialar gün geçtikçe artmakta hasta veya yakınları istenen sonucun ortaya çıkmadığı durumlarda şikayetçi olmaktadır. Hekimlere yönelik şikayetlerin artmasının defansif tıp uygulamalarını arttırdığı, bunun hem hastanın tanı-tedavisini geciktirdiği hem de sağlık sistemi üzerinde yük oluşturduğu unutulmamalıdır. Hatalı tıbbi uygulama iddialarını en aza indirmek için sağlık çalışanlarının mesleki bilgi ve tecrübelerini geliştirmek dışında iyi bir hekim hasta iletişimi kurmaları gerekmektedir.
Sonuç: Ölümün gerçekleştiği olgularda ölüm sebebinin belirlenmesi için otopsi yapılması sağlık çalışanlarının kusurunun olup olmadığını belirlemek konusunda oldukça önemli olduğundan, hatalı tıbbi uygulama şüphesi/şikâyeti olan tüm ölüm olgularında otopsi yapılması tıbbi uygulama hatasının varlığının tespiti konusunda oldukça önem arz etmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2021 |
Submission Date | March 24, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 48 Issue: 4 |