Imam al-Māturīdī, who is
considered to be the imam of one of the two itiqad / kalam sects under Ahl
al-Sunnah and has made a great influence on the Islamic world, was born in the
Māturīd neighborhood of Samarqand and in 333/944 died also in Samarqand. Unfortunately,
it is not much that has come to this day about his life; however,
it is possible
for us to have a general image of the intellectual environment of the time
in Samarqand city, capital of the Mawarannahr, in which this significant
scholar of Islam lived his whole life through a number of main resources and
research works. As a matter of fact, there were some early forms of madrasas
(schools) in Samarqand and the cities around it in the Samanids period, while
there was not really even the thought of it in the capital cities and centers
like Baghdad, Damascus, and Cairo. At the time of al-Māturīdī, there were some
important madrasas in the city like Dār al-Juzjāniyya, Dār al-Iyādiyya, Qusam
b. Abbās. Also, intellectual studies were really important for the Samanid
rulers. So, the archives and the libraries of the palace were always open to
the scholars. Moreover, the city has kept its characteristic as being a melting
pot of lots of different cultures, religions and thoughts in Islamic period,
too. It can be argued that, despite the fact that this mixed cultural structure
of the city has led to emergence of some new ways of thinking, they actually
contradict with the Islamic thought/faith, it has also provided a great
environment for Imam al-Māturīdī and many Islamic scholars of Kalām to emerge
in this region.
Ehl-i Sünnetin yaşayan iki itikad/kelâm mezhebinden birinin
imamı kabul edilen, kaleme aldığı birçok eseri ile İslâm toplumu üzerinde
günümüze kadar büyük etkiler oluşturan İmam Mâtürîdî, Semerkant’ın Mâtürîd
mahallesinde doğmuş ve 333/945 tarihinde yine bu kadim şehirde vefat etmiştir.İmam Mâtürîdî’nin
hayatı hakkında maalesef
günümüze fazla bir bilgi ulaşmamıştır. Bununla birlikte bu büyük âlimin
içinde doğup büyüdüğü, yetiştiği ve ömrünün tamamını orada geçirdiği ve kadim
zamanlardan beri Mâverâünnehir’in başşehri konumunda olan Semerkant’ta o günkü
ilmî ortam ve ilim öğrenme merkezlerini bize ulaşan bir takım ana kaynak ve
araştırma eserlerle ortaya koyabiliriz. Nitekim daha Bağdat, Dımaşk ve Kâhire
gibi başşehir ve ana merkezlerde medreselerin varlığından bahsedilmezken
Sâmânîler döneminde Semerkant ve çevre şehirlerde medrese yapılarının ilk
örnekleri görülmekte, İmam Mâtürîdî’nin yaşadığı bu dönemde Semerkant’ta
Dâru’l- Cüzcâniyye, Dâru’l-Iyâziyye, Kusem b. Abbâs gibi medreselerin
varlığından haberdar olmaktayız. Yine bu dönemde Sâmânî hükümdarlarının ilme ve
âlimlere büyük değer verdiğine, saraylarını ve oluşturdukları zengin saray
kütüphanelerini âlimler için ardına kadar açtıklarına şahit olmaktayız. Netice
olarak eski tarihlerden itibaren birçok din ve düşünce yapısının himaye
gördüğü, dolayısıyla canlı kültürel bir ortamın var olduğu bu şehir, İslâm
döneminde de aynı özelliğini büyük oranda devam ettirmiştir. Her ne kadar şehirdeki
bu zengin kültürel yapı İslâm inanç ve akidesine ters, bölgede birçok düşünce
yapısının ortaya çıkmasına yol açsa da
aynı zamanda bu aykırı düşünceler karşısında İslâm’ı ve onun akîdevi yapısını
sağlam bir şekilde savunan İmâm Mâtürîdî ve onun yolunu takip eden güçlü
kelâmcıların bu şehir ve bölgede yetişmesine vesile olmuştur.
Mâverâünnehir Sâmânîler Mâtürîdî Semerkant Buhara Medrese Dâru’l-Cüzcâniyye Dâru’l- Iyâziyye
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 15, 2019 |
Submission Date | April 11, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 55 Issue: 3 |
Diyanet İlmi Dergi is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).