Nîsâbur bölgesinin önemli müfessirlerinden biri el-Hüseyin b. el-Fadl el-Becelî’dir (ö. 282/896). Bölgedeki tefsir çalışmalarına dikkate değer düzeyde kaynaklık etmekle birlikte Becelî’yi önemli kılan hususlardan biri onun, tefsir tarihinin sonraki dönemlerinde yerleşik hale gelen tefsir-te’vil ayrımını yapmış olmasıdır. Kendisinden nakledilen tefsir örnekleri Kur’ân’ı baştan sona tefsir ettiğini göstermekle birlikte bu örnekler tanımladığı tefsir-te’vil ayrımına da uygundur. Makalede onun öncelikle biyografisi, tefsir-te’vil ayrımı ve ondan nakledilen örneklerden hareketle tefsir tarzı ve kendisinden sonra tefsir tarihine etkisi incelenmiştir. Bu çerçevede onun aslen Kûfeli olduğu, Horasan valisi tarafından Nîsâbur’a getirildiği, ölümüne kadar orada tefsir ilmiyle meşgul olduğu anlaşılmıştır. Tefsirde dikkat çekici bir şekilde Kur’ân’ı, rivayetleri ve dilbilgisini kaynak olarak kullanmış, ancak bunlar arasında ona göre nasıl bir deliller hiyerarşisi bulunduğunun yeterince açık olmadığı belirtilmiştir. Önceki müfessirleri, rivayetleri ve râvileri tenkit ve tasdik ettiği, görüşler arasından tercihler yaptığı, ileri sürdüğü kendi görüşleriyle de tefsir tarihinde sonraki müfessirlere kaynaklık ettiği, kimi görüşleriyle tartışmalara neden olduğu bu makalede ortaya konulmuştur.
One of the prominent commentators from the Nīshāpūr region is al-Bajalī (d. 282/896). Although he is a remarkable source of tafsīr studies in the region, one of the things that makes al-Bajalī important is that he made the distinction between tafsīr and ta’wīl. Although the tafsīr examples conveyed from him Show that he interpreted the Qur’ān from beginning to end, these examples are also suitable for the tafsīr-ta’wīl distinction he defined. This article examines his biography, his distinction between tafsīr and ta’wīl and his style of tafsīr as well as his effect on the history of tafsīr after him. In this context, it is understood that he was originally from Kūfa, was brought to Nīshāpūr by the Governor of Khorāsān, and was engaged in the tafsīr there until his death. He used the Qur’ān, narrations and linguistics as a source in the tafsīr, but it was stated that the hierarchy of all the evidence between them was not clear enough. In this paper, it has been revealed that he criticizes and approves the previous commentators and narrators, makes choices among the views, and with his own opinions he puts forward, he is a source for later commentators in the history of tafsīr.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | March 16, 2023 |
Submission Date | December 21, 2022 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 59 Issue: 1 |
Diyanet İlmi Dergi is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).