Amaç: Dil ve konuşma bozukluklarının gözlemlendiği durum ve hastalıklara ilişkin yapılacak olan değerlendirme ve müdahalelerde ortak vaka popülasyonuna hizmet eden hekim ve dil ve konuşma terapistleri birlikte hareket etmelidir. Bu birlikteliğin verimli olması her iki meslek grubunun da birbirine ilişkin farkındalık ve tutumuna bağlıdır. Bu doğrultuda bu çalışmada Türkiye'deki tıp fakültelerinde eğitim gören öğrencilerin dil ve konuşma terapisi hizmetlerine yönelik genel tutum ve farkındalıklarını ortaya çıkarmak amaçlanmıştır.
Yöntem: Çalışmanın örneklemi 34 ildeki 38 üniversitede eğitim gören 128 erkek ve 229 kadın toplam 357 öğrenciden oluşmaktadır. Katılımcılara ‘dil konuşma terapistliği mesleğine dair bilgi sahipliği’ ve ‘ortak çalışma’ konularına dair soruların yer aldığı 18 maddelik bir anket uygulanmıştır. Verilerin analizi betimsel ve istatistiksel olarak yapılmıştır.
Bulgular: Katılımcıların %38,1’i dil ve konuşma terapistliği mesleğini daha önce duymadığını belirtmiştir. Mesleğe ilişkin bilgi sahibi olduğunu belirtenlerin %52’si bu bilgiye akraba-arkadaş çevresinden eriştiklerini belirtmişlerdir. Dil ve konuşma terapisti ile birlikte yapılabilecek değerlendirmelerde işitme kayıplı bireylerin değerlendirmesi en fazla işaretlenen, fiberoptik endoskopik yutma değerlendirmesi ise ‘bilmiyorum’ ve ‘hiçbiri’ yanıtlarının dahil edilmemesi durumunda en az tercih edilen seçenek olmuştur. Dil ve konuşma terapisti olmak için alınması gereken eğitim ve yönlendirme yapılması gereken durumlar ile öğrencilerin kaçıncı sınıfta oldukları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur.
Sonuç: Elde edilen veriler doğrultusunda katılımcıların ilerde ya da gelecekte işbirliği içinde çalışmaları gereken dil ve konuşma terapistleri ve alanı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları görülmüştür. Tıp fakültesi eğitimi süresince öğrencilerin dil ve konuşma terapisi mesleğine yönelik farkındalık ve işbirliği için gerekli temeli oluşturacak teori kazanımı amacıyla ilişkili dersler almalarının faydalı olacağı düşünülmektedir.
Abstract
Purpose: The aim of this study is to describe medical faculty students’ attitude, opinions and awareness towards speech and language therapy.
Methods: Three hundred fifty-seven participants participated in the study. The data was obtained through an 18-item survey including questions about speech and language therapy, knowledge about speech and language therapy and collaborative work. Descriptive statistics were calculated. SPSS 20.0 package program was used to analyze the data.
Results: 38, 1 % (136) of the participants stated that they have never heard about speech and language therapy and they do not know the scope of field. The ones who have heard about the speech and language therapy/ therapist had the knowledge via their friends or relatives. Evaluating and assessing individuals with hearing impairment was the most preferred one to conduct with a speech and language therapist while fiberoptic endoscopic evaluation of swallowing (FEES) was least preferred one apart from ‘I do not know’ and ‘none of them’ options. A significant correlation was found between the knowledge about ‘the education level necessary to be a speech and language therapist’ & ‘when to refer to a speech and language therapist’ and the educational stage of the students.
Conclusion: Medicine students do not have enough information about the speech and language therapy and the therapists according to obtained data. It is thought to be helpful to put lectures related to speech and language disorders in curriculum in order to gain awareness and more importantly carry out an effective intervention process.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 8, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 3 Issue: 2 |
DKYAD is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.