Purpose: Due to the COVID-19 outbreak, the usage of tele-therapy services has been increased in Turkey. There also seems to be an increase in the use of tele-therapy in speech and language pathology services. Therefore, the satisfaction levels of the clients in tele-therapy appears to be an important subject to examine. The aim of this study was to investigate the satisfaction levels in individuals who receive tele-therapy services for speech and language therapy. The data has been examined based on tele-therapy sessions the participants received and, the type of disorder they had. Method: This study is based on data from 42 participants (24 men, 18 women). The "Tele-therapy Client Satisfaction Questionnaire in Speech and Language Disorders" was prepared by the researchers and delivered to the participants through online platforms. The questionnaire consists of 26 questions and six sub-dimensions. These sub-dimensions "Therapist's Competence", "Communication Adequacy", "Accessibility and Payments", "Equipment for Tele-therapy", "Generalized Tele-therapy Satisfaction", and " Questionnaire Total Point" were analyzed. Since the data did not show normal distribution (Shapiro Wilk test; p < .05), the statistical analysis was carried out using non-parametric Mann Whitney U and Kruskal Wallis tests. The results were evaluated at a 95% confidence interval, and significance was evaluated at p < .05 level. Results: The results revealed no significant difference between the sub-dimensions and total score, except for the "Communication competence" sub-dimension, based on the variables of the type of disorder and the number of tele-therapy sessions received. In the "Communication Adequacy" sub-dimension, a statistical significance was found among the participants with fluency disorders-speech sound disorders (Mann Whitney U test; p = .044 < .05) and fluency disorders-voice disorders (Mann Whitney U test; p = .019 < .05). Conclusion: According to the variables in our study; type of disorder, the competence of the therapist, and the number of tele-therapy sessions received, there is no significant difference between the satisfaction of the tele-therapy in speech and language services. It was concluded that the participants with fluency disorders, speech sound disorders, and voice disorders gave significantly higher scores on “Communication Adequacy”. It is thought that the result obtained is due to the number of participants between the two groups. Within the scope of this study, the first data on the satisfaction of tele-therapy in Turkey was reached. It is thought that this study can be repeated by increasing the number of participants. Future studies may also examine the satisfaction levels of participants with speech and language disorders separately.
speech and language disorders tele-therapy usage in speech and language pathology tele-therapy tele-health consumer satisfaction
Amaç: COVID-19 sebebi ile ilan edilen pandemi süreciyle birlikte ülkemizde dil ve konuşma terapisi alanında tele-terapi hizmetinin kullanımında artış gözlenmiştir. Bu araştırma kapsamında vakaların bu süreç içerisinde aldıkları tele-terapi hizmetlerindeki memnuniyet düzeylerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, dil ve konuşma terapisi alanında tele-terapi hizmeti alan bireylerin, terapiye yönelik memnuniyet düzeylerinin aldıkları tele-terapi seansı sayısına ve bozukluk türlerine göre incelenmesi hedeflenmiştir. Yöntem: Bu çalışma 0-64 yaş aralığında, 42 katılımcıdan (24E, 18K) alınan veriler doğrultusunda oluşturulmuştur. Araştırmacılar tarafından hazırlanan “Dil ve Konuşma Bozukluklarında Tele-Terapi Danışan Memnuniyet Anketi” katılımcılara çevrimiçi platformlar aracılığı ile ulaştırılmıştır. Hazırlanan anket, 26 soru ve altı alt boyuttan oluşmaktadır. Bu alt boyutlar; “Terapistin Yetkinliği”, “İletişim Yeterliliği”, “Erişilebilirlik ve Ödemeler”, “Tele-terapiye Yönelik Donanım”, “Genel Tele-terapi Memnuniyeti” ve “Anket Toplam Puan” olarak düzenlenip, analizleri gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler, normal dağılıma uygun olmadığı (Shapiro Wilk test; p <. 05) için verilerin istatistiksel analizi Mann Whitney U ve Kruskal Wallis testleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar %95 güven aralığında, anlamlılık ise p < .05 düzeyinde değerlendirilmiştir. Bulgular: Analizler sonucunda bozukluk türü, alınan tele-terapi seansı sayısı değişkenlerine göre “İletişim yeterliliği” alt boyutu dışında diğer alt boyutlar ve toplam skorda anlamlı farklılık bulunmamıştır. “İletişim yeterliliği” alt boyutunda akıcılık bozuklukları-konuşma sesi bozuklukları (Mann Whitney U test; p = ,044 < ,05) ile akıcılık bozuklukları-ses bozuklukları (Mann Whitney U test; p = ,019 < ,05) olan katılımcılar arasında istatistiksel anlamlılık ortaya çıkmıştır. Sonuç: Çalışmamıza katılan bireylerin bozukluk türü, terapistin yetkinliği ve alınan tele-terapi seansı sayısı değişkenlerine göre tele-terapi memnuniyetleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Yalnızca akıcılık bozuklukları-konuşma sesi bozuklukları ile ses bozuklukları olan katılımcıların “İletişim yeterliliği” alt boyutunda anlamlı derecede daha yüksek puanlar verdikleri sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen sonucun iki grup arasındaki katılımcı sayılarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu çalışma kapsamında ülkemizde tele-terapinin memnuniyetine yönelik bilgilerin ilk verilerine ulaşılmıştır. Bu çalışmanın katılımcı sayısının arttırılarak tekrar edilebileceği düşünülmektedir.
Anahtar sözcükler: dil ve konuşma bozuklukları, dil ve konuşma bozukluklarında tele-terapi hizmeti, tele-terapi, tele-sağlık, vaka memnuniyeti
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | August 30, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 4 Issue: 2 |
DKYAD is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.