Atmosferin genel sirkülasyonu, Dünya ikliminin belirleyicilerindendir ve bu sirkülasyonun uzun dönemli varyasyonları, iklimde meydana gelen değişkenlerden sorumludur. 30 ° enleminden 60 ° enlemine kadar olan iklim değişikliklerinin ana belirleyicilerinden biriyse batılı rüzgarlardır. Batılı rüzgarlar, Avrupa'ya nemli hava iletmekle sorumludur ve Kuzey Atlantik Salınımındaki dalgalanmalarla kontrol edilir. Öte yandan, El-Niño-Güney Salınımı (ENSO), tropik doğu Pasifik'teki sıcaklık ve rüzgarların periyodik olarak değişimi olarak tanımlanır ve Avrupa ikliminde ikincil bir etki teşkil eder. Bu makalede, iki salınımın ekstrem değerlerinin Türkiye iklimine etkisi, 2007-2008 yıllarında Türkiyedeki kuraklığa karşılık gelen sıcaklık, yağış ve jeopotansiyel yükseklik anomalileri arasındaki ilişki incelenerek tartışılmıştır. 2007-2008 kuraklığında, Türkiye'nin batısında ve Akdeniz’de Kuzey Atlantik Salınımının Kuzey'e kayması ile batılı rüzgarların Güney Avrupa yerine Kuzey Avrupa'ya yönelmesi nedeniyle ve Türkiye’nin güney doğusunda Güneyli Salınımın pozitif döneme geçerek La Nina’yı getirmesi sebebiyle önemli yağış azlıkları yaşanmıştır. Sonuçta, yağışta yaşanan bu azlık, meteorolojik kuraklıklara ve ardından tarımsal ve hidrolojik kuraklıklara neden olmuştur. Jeopotansiyel yükseklik anomalileri haritalarından beklendiği gibi, kuraklık, Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu bölgelerini etkilemiş, Karadeniz ise bu dönemi en az zararla atlatan bölge olmuştur. Sonuçta, Kuzey Atlantik Salınımının, Güney Salınımına ve o dönemde tetiklenmiş diğer salınımlara nazaran 2007-2008 kuraklığında daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Küresel döngünün diğer salınımları aynı dönemde güçlendiği için kuraklığın diğer muhtemel nedenleri daha fazla analiz edilmeli ve tartışılmalıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 5, 2018 |
Submission Date | June 17, 2017 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 9 Issue: 1 |