Marx; endüstri devriminin hemen öncesinde hiçbir üretim aracına sahip olmayan ve geçimini sağladığı topraktan da kovulan köylünün, proletaryanın öncüsü olduğunu söyler. Elinde emeğinden başka satacak bir şeyi kalmayan köylünün hayatını idame ettirebilmesinin tek yolu, onu da adaletsiz bir anlaşma karşılığında kapitaliste satmaktır. Bunun sonucunda işçi emeğine yabancılaşır ve kendisini çalışmada etkin bir varlık olarak duyumsayamaz. Çünkü işçinin, sanayileşmeyle birlikte fabrikalarda işin yalnızca küçük bir fragmanında çalışmaya mahkûm edilmesi; bugünü meydana getiren geçmiş olay ve olguları, bir bütünün parçaları olarak kavrayabilmesini sağlayacak tarzda bir alımlama yetisi geliştirmesine engel olmaktadır. Hayatın akışını bir bütünlük içinde kavrayamayan, kendisini emeği aracılığıyla gerçekleştiremeyen kişi; yaşadığı yabancılaşmanın etkisiyle dış dünyayı, çevresindeki insanları, hatta kendini bile kendisine yabancı nesneler olarak algılar. İnsani vasıflarını yitirmekte olan kişi, kendisini ancak metalarda etkin bir varlık olarak duyumsar.
Türkiye'de paralel bir süreç de, sanayileşme hareketlerinin gelişmeye başladığı 1950'li yıllarda, kendi tarihselliğine özgün nitelikleriyle yaşanmaya başlanmıştır. Bu yıllarda ortaya çıkan iç göç ve sanayileşme hareketleri Türkiye’de köylünün, Batı’daki sanayileşme sürecinde serfin maruz bırakıldığı bir takım olumsuzlukları, bulunduğu coğrafyaya has farklılıklarıyla yaşamasına sebep olmuştur. Bu dönemde, köylünün proleterleşmesi sürecinde ortaya çıkan problemlerin, toplumun diğer kesimleri tarafından da net şekilde hissedilmeye başlandığı 1970-1980 yılları arasında Lütfi Ömer Akad tarafından filme alınan Diyet (1974), sinemamızda bu süreci en iyi şekilde yansıtmış filmlerden bir tanesidir. Bu çalışmada Diyet filmi, Marx'ın yabancılaşma kavramı bağlamında incelenmiş ve Akad’ın köylünün proleterleşmesi sürecinde ortaya çıkan yabancılaşmanın, farklı boyutlarını başarılı bir şekilde filme aktardığı sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Diyet, Yabancılaşma, İşbölümü, İç göç, Proleterleşme
Marx states that peasants who had no means of production and forced to leave the fields that they had made their living of, right before industrial revolution, are the pioneers of the proletariat. The peasant who everything other than hand labour has been taken, can only survive by selling the hand labour to unjust capitalist. Consequently, the peasant becomes stranger to hand labour and cannot feel as an effectual being. Thus condemning the peasant to work as small fragment in factories by industrialization; prevents the peasant to accomplish the ability to understand past happenings and events which composes “today”, as parts of the whole. The peasant who cannot comprehend his/her own life as a whole and who cannot exist by only relying his/her own efforts; perceives world, people around and even himself/herself as an alien as a result of the alienation he/she is being through. The person who loses humanistic qualifications can feel as a dominant being only on metas.
In 1950's, Turkey has been in a parallel period with its own historical characteristics while the industrialization movements were improving. Industrialization movements and domestic migration which occurs in these years, cause peasants in Turkey to experience similar difficulties thats unique to its geography to the ones which experienced by serves during industrialization period in the West. Blood Money (1974), directed by Lutfi Omer Akad, is one of the best films that portraits the affects and problems arise with proletarianization of peasants which can be clearly seen by the other segments of the society during 1970-1980. In this research, analysis of Blood Money in the context of Marx's theory of alienation and as a conclusion Akad has successfully narrates the alienation of peasants as a consequence of proletarianization to the movie.
Keywords: Diyet (Blood Money), Alienation, Division of Labour, Domestic Migration, ProletarianizationJournal Section | Makaleler |
---|---|
Authors | |
Publication Date | November 14, 2016 |
Submission Date | May 30, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 4 Issue: 2 |