Hızla büyüyen ve rekabetçi bir piyasası olan takviye edici gıda ürünleri için reklam çalışmaları, hedeflenen satış başarısını sağlamak için son derece önemlidir. Bireyler, bir sağlık profesyoneline başvurmadan kendi öz bakımlarına destek olmak amacıyla bu tür takviyeleri kullanabilmektedir. Takviye edici gıdalar “ilaç” kategorisinde değerlendirilmemektedir. Dolayısıyla reklam içeriklerinde, bilimsel olarak ispata gerek duyan, aldatıcı/yanıltıcı ifadeler içeren ve mevzuatta izin verilen sağlık beyanlarının dışında kalan beyanlara yer verilmemesi gerekmektedir. Araştırmanın amacı; takviye edici gıda kategorisinde Reklam Kurulu Başkanlığı’na yapılan şikâyetleri inceleyerek, aldatıcı reklam içeriklerine hangi gerekçeler ile yaptırım kararları uygulandığını ve reklam içeriklerinin yayınlandığı mecraları tespit etmektir. Bu kapsamda 2019 yılının son 6 aylık döneminde yayınlanan basın bültenleri incelenmiş ve toplamda 31 takviye edici gıda reklamı şikâyeti tespit edilmiştir. Çalışma nitel bir veri analiz yöntemi olan; betimsel analiz kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Bu tür analizde temel amaç; verilerin düzenlenmiş ve yorumlanmış bir biçimde okuyucuya sunularak, ortaya çıkan temaların ilişkilendirilmesi, anlamlandırılmasıdır. Reklam Kurulu yaptığı değerlendirmede, incelediği reklam içeriklerinin tamamına Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un ilgili maddeleri uyarınca cezai yaptırımlar uygulanmasına karar vermiştir. Ayrıca şikâyete konu olan içeriklerin reklam mecralarının büyük oranda internet olduğu tespit edilmiştir. Bu durum bir reklam mecrası olarak internetin denetim sorununu da ortaya koymaktadır. Araştırmanın takviye edici gıda reklamları alanına, “aldatıcı reklam” bağlamında yaklaşan sınırlı sayıdaki çalışmalardan biri olarak katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Reklam sektörü açısından ise; doğru ve mevzuata uygun reklamlar ile aldatıcı reklamlardan kaçınma bağlamında katkısı olacağı öngörülmektedir.
Advertising activities for food supplement products, which have a fast-growing and competitive market, are highly important in order to achieve target sales success. Individuals may use such supplements to support their self-care without consulting a healthcare professional. Food supplements are not considered to be in the "drug" category. Therefore, the content of advertising should not include statements that require scientific proof, contain deceptive/misleading expressions, or are not included in the health declarations allowed in the legislation. The aim of this research is to determine the reasons for which the sanction decisions are applied to deceptive advertising content and the media through which the advertising content is published by examining the complaints made to the Presidency of the Advertising Board in the food supplement category. In this context, press releases published in the last 6 months of the year 2019 were examined and a total of 31 complaints about food supplement advertisements were detected. The study was carried out using descriptive analysis, which is a qualitative data analysis method. In this type of analysis, the main purpose is to present the data to the reader in a regulated and interpreted way, to relate and make sense of the emerging themes. In the evaluation made by the Advertising Board, it was decided to impose criminal sanctions on all of the advertising content that it examined in accordance with the relevant articles of the Consumer Protection Law. In addition, it was detected that the advertising media of the content subject to the complaint is mostly the internet. This situation also reveals the control problem of the internet as an advertising media. The research is thought to contribute to sector, the field of supplementary food as one of the limited number of studies approaching in the context of deceptive advertising. In terms of advertising industry; it is foreceed that it will contribute to the aim of avoiding deceptive advertisements with accurate and lawful advertisements.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2020 |
Submission Date | April 17, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 8 Issue: 2 |