İnsanoğlu artık teknolojik gelişmelerin hızla evirildiği ve dönüştüğü bir dünyada yaşamaktadır. ‘Dijitalizim’ olarak adlandırılan bu dönüşümün son çeyrek yüzyılda; teknolojik, ekonomik ve diğer alanlarda sağladığı imkânlar bir taraftan ülkelerarası etkileşimi artırırken diğer taraftan sınırları sıvılaştırmakta, ortadan kaldırmakta veya yok etmektedir. Adeta küresel bir köy haline dönüşen dünyada kültürler de doğal olarak bir etkileşim içerisine girmekte ve dil de dâhil olmak üzere kültürle ilintili pek çok unsuru mutasyona ve yozlaşmaya uğratabilmektedir. Küresel hegemonik güçlerin lehine işleyen bu süreçte değişimin galibinin okzidantal, mağdurunun ise hiç şüphesiz oryantalist coğrafya olduğunu söylemek mümkün görünmektedir. Ancak dünyayı sarmalayan, ırakları yakın kılan ve farklı coğrafyalardaki kültürleri bir araya getiren bu zorunluluk hali, tabii olarak insanların birbirlerini kültürel anlamda anlama ihtiyacını da ortaya çıkarmıştır. ‘Kültürel Esperanto’ şeklinde de tanımlanabilecek bu oluşumun bir sonucu olarak, kültürlerarası iletişimin müstakil bir disiplin olarak ortaya çıktığını söylemek mümkün görünmektedir. Ancak ampirik ve kuramsal çalışmaların sınırlılığı henüz emekleme periyodunda bulunan söz konusu bu alan yazınının beklenilen düzeyde olmadığını göstermektedir. Bu temel felsefeden hareketle bu çalışmada kültürlerarası iletişim disiplini; tarihi, yöntemleri, yaklaşımları ve kuramları açısından kısa değerlendirilmeye tabi tutulmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Derleme Makale |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2020 |
Submission Date | October 7, 2020 |
Acceptance Date | December 27, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 10 Issue: 2 |