Neoliberal politikaların
uluslararası düzeyde yaygınlaşması ve küreselleşme süreci ile birlikte ulus
devlet sınırları aşınmış, sermayenin maksimum hareket serbestliği kazanmasıyla
kentler ve bölgeler ön plana çıkarak yerelleşme eğilimi ağırlık kazanmıştır. Bu
süreç içerisinde kentlerin küresel ağa eklemlenebilmek için güçlü bir rekabet
ilişkisi içine girdikleri, sahip oldukları her türlü ayrıcalıklı unsuru birer
pazarlama aracına dönüştürdükleri görülmektedir. Bu çerçevede odağa yerleşen
kavram ise marka kent olmaktadır. Ancak kentlerin böylesi bir kurgu ve pratik
ile ele alınması, zamanla kentsel değerlerin metalaştırılması sürecini gündeme
getirmiş ve bu yarışın içinde olan kentler neredeyse bir tüketim nesnesine
dönüşmüştür. Dünya örnekleri incelendiğinde kentsel markalaşmanın, özellikle
orta ve küçük ölçekli kentler için tektipleşme, yerel kimliğin kaybedilmesi gibi
riskleri beraberinde getirebildiği görülmektedir. Bu çerçevede, üzerinde
durulması gereken bir diğer temel nokta ise özel sektörün süreç içinde öne
çıkan etkin rolü ve yönlendiriciliği paralelinde, kar ve tüketim odaklı
geliştirilen stratejiler kapsamında geri plana düşen kamu yararı olmaktadır. Bu
çalışmada, orta ölçekli bir Anadolu kenti olan Çanakkale kenti özelinde kentsel
markalaşma ekseninde ortaya çıkabilecek söz konusu riskleri ortadan kaldırmaya
yönelik bir planlama ve yönetim anlayışı geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu
kapsamda yöntem olarak Çanakkale’de kent sakinleriyle kent algısı anketi ve
ilgili kurumlarla sözlü görüşmeler gerçekleştirilmiş, yerinde gözlem ve
analizler yapılmıştır. Bu süreç içerisinde kent yöneticilerinin ve kent
paydaşlarının sahip olmaları gereken vizyon, misyon, stratejik amaçlar,
benimsenmesi gereken ilkeler, izlenmesi gereken mekânsal stratejiler, marka
konumlandırma yöntemi ve yerel inisiyatifin egemen olduğu bir örgütlenme şeması
önerisi geliştirilmiştir. Geliştirilen stratejiler kamu yararı odaklı kentsel
markalaşmanın mümkün olabileceğini göstermektedir.
With the spread over of
neoliberal policies in international scale and the globalisation process,
nation state borders have been eroded, and with the capital that has gained
maximum ability of flow, cities and regions came to the forefront and
localisation gained dominancy. During this process, it becomes visible that
cities have entered into a strong comptetition in order to integrate in the
global network and transformed their all kinds of privileged item into a
marketing instrument. In this context, city branding has become the focus of
critical concern. However, such a practice of branding has in time brought
about the commodification of urban values and the cities which are in this race
have transformed into objects of consumption. When the experiences of world
countries are examined, it is seen that specifically in the middle and
small-scaled cities, city branding may cause the loss of local identity and may
result in uniform places. In this context, another point that should be
stressed upon in parallel to the efficient and leading role of the private
sector that emerge within the process is the public interest that fell behind
within the context of the profit and consumption-based strategies. In this
paper we aim to develop an understanding of planning and governance towards
removing the mentioned risks that have the possibility of appearing during the
process of city branding in one of the middle-scaled Anatolian cities –
Çanakkale. In this context, city perception survey with the citizens in
Çanakkale and oral interviews with institutions had been carried out, and
on-site surveys and analysis had been undertaken. In this process, an
organisation scheme dominated by local initiative is developed in which vision,
mission and strategic aims that city governors and stakeholders should possess
exist as well as the principles that should be adopted, spatial strategies that
should be followed and the technique of brand positioning. The developed
strategies display that public interest oriented city branding can also be
possible.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | January 26, 2017 |
Submission Date | January 26, 2017 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 25 Issue: 2 |