Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda Paris Konferansı’nda alınan
karar gereği 15 Mayıs 1919 günü İzmir şehri, Yunan ordusu tarafından işgal
edilir. İşgal sırasında yaşanan kargaşa bir anda Osmanlı ve Batı kamuoyunun
gündemine oturur. Sabah saatlerinde rıhtıma çıkan Yunan birlikleri, Saat Kulesi
ve Sarıkışla’yı geçip Kemeraltı girişine geldiğinde bir veya bir kaç el silah
sesi duyulur. Bunun üzerine Yunan askerleri; kışlaya, hükümet konağına ve alana
bağlanan caddelerle, binalara ateş etmeye başlamış, Yunan askerlerinin açtığı
ateş sonucunda çok sayıda Müslüman hayatını kaybetmiştir. Yaşananlardan dolayı
ilk kurşun veya kurşunların kaynağıyla ilgili tartışmalar resmi raporlara
girmiştir. Milli Mücadele yılları dâhil uzun bir dönem Türkiye’de, Kurtuluş
Savaşı’nın İzmir’de Yunan askerlerine karşı atılan “ilk kurşunla” başladığı
yönünde bir tarihsel anlatıya başvurulmamış, dolayısıyla “ilk kurşunu” kimin
attığı ile ilgili de herhangi bir isim 1940’lara kadar da telaffuz edilmemiştir.
Özellikle 1960’lardan sonra Hasan Tahsin (Osman Nevres) ismi ile birlikte “ilk
kurşun” kavramı da tarih anlatımına eklemlenmiştir. Bu çalışma “ilk kurşunu”
kimin nerede attığından ziyade; Hasan Tahsin’in attığını öne süren tarihsel
anlatının referansı kabul edilen eserleri ve bu eserlerde sunulan tarihsel kanıtları
kritik etmeyi, öte yandan ise Hasan Tahsin ve “ilk kurşun” etrafında dönen
tartışmaların tarihsel serüvenine bakmayı hedeflemektedir.
At the end of the First World War, the
Greek army following the decision taken at the Paris Conference on 15 May 1919
occupied Izmir. The unrest during the occupation suddenly appeared on the
agenda of the Ottoman and Western public. When the Greek troops arrived at the
quay in the morning, went through the Clock Tower and the Yellow Barracks and
arrived at the entrance of Kemeralti, one or more shots were heard. Thereupon,
the Greek soldiers first started shooting at the streets, the buildings
connected to the area, the Government House and the Yellow Barracks, and as a
result of the fire set by the Greek soldiers, many Muslims lost their lives and
in a short time the occupation led to great chaos. A long period of years in
Turkey, including the National Struggle period, there was no indication of a
historical narrative that the War of Independence begun in Izmir with "the
first bullet” against the Greek troops. Therefore, no name had been mentioned
about who was the first to open fire until 1940s. Especially after the 1960s,
the concept of “the first bullet” was added to the historical narrative with
the name of Hasan Tahsin. This study, on one hand, aims to criticize the works
considered references for the historical narrative on the issue that Hasan
Tahsin was the first to open fire and the historical evidences presented in
these works, rather than who was the first to open fire. On the other hand,
this study aims to analyze the historical adventure of the discussions around
Hasan Tahsin and “the first bullet".
Hasan Tahsin The First Bullet Osman Nevres Monument Man Izmir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 34 Sayı: 1 |