Bu çalışma İsrail’deki arkeoloji çalışmalarını siyasete bulaşmış bir olgu, işgali meşrulaştıran bir yöntem olarak ele almakta ve arkeoloji çalışmalarının Filistin topraklarında Yahudi varlığını daha fazla görünür kılarak normalleştirdiğini, Filistin varlığını ise daha arka plana iterek hükümsüz hale koymaya çalıştığını iddia etmektedir. İsrail, Filistin’de yaptığı arkeolojik kazıların çıktıları hem kitabi olarak “vaat edilmiş topraklar” argümanını hem de toprakla olan bağını ve hak iddialarını güçlendirmek için kullanmaktadır. Böylelikle arkeolojik kazılarda elde edilen maddi “kanıtlar” çerçevesinde bu toprakların sadece Yahudilere ait olduğu tezine destek üretilmektedir. Özellikle İsrail, son dönemde Kudüs ve Batı Şeria üzerindeki hak iddialarını meşrulaştırmak için çeşitli arkeolojik maddi “kanıtları” müzeler, akademik yayınlar, medya üzerinden ve diplomatik bir araç olarak kullanmaktadır. Bu çerçevede çalışma, İsrail’deki arkeolojik çalışmaları, bu çalışmaların ulus inşasıyla olan ilişkisini, müze, medya ve akademik çalışmalarda elde edilen bulguların nasıl yansıtıldığını ve diplomatik bir ikna yöntemi olarak nasıl kullanıldığını göstererek, İsrail’de arkeolojinin işgale meşruiyet üreten bir yöntem olduğu iddiasını kanıtlamayı hedeflemektedir.
This study considers the archaeological studies in Israel as a politicized phenomenon, a method that legitimizes the occupation, and claims that archaeological studies normalize the Jewish presence in Palestinian lands by making them more visible and try to invalidate the Palestinian existence by pushing them into the background. Israel uses the outputs of its archaeological excavations in Palestine both to strengthen its argument of “promised land” and its bounds and claims to the land. Thus the “material evidence” obtained in archaeological excavations are used to support the thesis that these lands belong only to Jews. In particular, Israel has recently instrumentalised various archaeological material evidence through museums, academic publications, media and diplomacy to justify claims on Jerusalem and the West Bank. In this context, the study focuses on the archaeological studies in Israel and their relation to nation-building as well as showing how the findings obtained in museums, media and academic Works are reflected and used as a method of diplomatic persuasion, in order to prove the claim that in Israel, archeology is a method that provides legitimacy for the occupation.
Israel Archeology Land Jewish Palestine Occupation Lagitimacy
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 35 Sayı: 1 |