Bu araştırma kapsamında Eğitim Felsefesi dersinde içerik öğretiminde kullanılan sinematografik deneyimlere ilişkin öğretmen adaylarının görüşleri incelenmiştir. Görsel anlatı çağı olarak adlandırılan yirmi birinci yüzyılda eğitsel ortamlarda sinemasal deneyimlerin arttığı ve bu araçların öğrenme açısından etkililiğinin açıkça fark edildiği görülmektedir. Bu çalışmada bilimsel araştırma yöntemi olarak nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi kullanılmıştır. Çalışma grubunun belirlenmesinde ise benzeşik örneklem tekniği kullanılarak 24 öğretmen adayından nitel veri toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak sinematografik deneyimlere ilişkin açık uçlu soru formu kullanılmış ve sonrasında öğretmen adaylarından sinematografik deneyimlerin neye benzediğine ilişkin metafor üretmeleri istenmiştir. Toplanan nitel veriler içerik analizine tabi tutulmuştur. Analiz sonucunda öğretmen adayları, sinema deneyimini kalıcılık (f=19), etkileme gücü (f=10), bakış açısını genişletme (f=7), pratiklik (f=6), somutlaştırma (f=6) ve derse adapte olma (f=5) olma açısından etkili buldukları ortaya çıkmıştır. Öğretmen adaylarının ürettiği metaforlar incelendiğinde, sinematografik deneyimi “gezinti/yolculuk, hayat, lunapark, Alice Harikalar Diyarı, dinlenme tesisi, pamuk şeker, derse ünlülerin girmesi, karavan, müzik dinletisi, oyun, kapı, terapist koltuğu”na benzettikleri görülmektedir. Fakat, bu deneyimin dezavantajları ile ilgili olarak, öğretmen adaylarının “görsel efektlerin anlamlı gölgelemesi (f=7), hayal gücünü sınırlandırması (f=5), anlatıcının bakış açısıyla sınırlandırması (f=4), araştırma eylemini azaltması (f=4) ve kurgunun kalitesinin iyi olup olmaması (f=3)” açısından endişelerinin oldukları görülmektedir. Eğitim alanı içerisinde sinematografik deneyimlerin bir şeylere hızlıca bakıp geçmek yerine yavaşlamak için imkân tanıdığı, “yavaş bakış”ın oldukça değerli olduğu, sinematografinin öğrenme amaçlı kullanılması için merak uyandırıcı, kavram öğretimine ve seyircinin anlama düzeyine uygun olmasına ve dikkat dağıtacak kadar uzun sürmemesine dikkat edilmelidir. Araştırmanın bulguları incelendiğinde, genel olarak sinematografik deneyimlerin etkili bir öğrenme ortamı olarak işlev gördüğü, hikâye anlatımının ötesine geçerek hikayeyi yaşamaya izin verdiği sonucuna ulaşılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Other Fields of Education |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2020 |
Submission Date | June 14, 2020 |
Acceptance Date | November 10, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 2 Issue: 2 |