Problem Durumu:Bireyler
açısından merkezi önemde olan zihinsel yapıları davranışların, tutumların,
değerlerin ve inançların belirleyicisi konumundadır. Bireyler, zihinsel
değerlendirmelerinin sonucu olarak kendi dünyalarını inşa etmektedirler ve
bireylerin zihinsel değerlendirmeleri yaşam biçimi üzerinde belirleyici etkiye
sahiptir. Formal bir eğitim sürecinde
yeni davranışlar kazanırken oluşan/oluşturulan zihinsel yapı bireylerin,bilgiye
ilişkin değerlendirmelerinde, nesnel ölçütlere yakınlığının veya uzaklığının
belirleyicisi olacaktır. Diğer bir ifadeyle bireylerin zihinsel
değerlendirmelerinin sonucu oluşturdukları bilgiye ve bilimsel süreçlere dair
inançları, onların olay ve olguları açıklarken başvurdukları karar
kaynaklarını, nesnel veya öznel ölçütlere göre değerlendirmelerinde
davranışlarının yönünü belirleyecektir. Dolayısıyla zihinsel bir
değerlendirme sürecinin ürünü olan bilginin felsefesi veya bizim bilgiyi nasıl
anladığımızı ve bildiğimizi içeren bir anlama sahip olan epistemoloji ve buna
dair inançlar, bireylerin bilgiye ve bilimsel süreçlere ilişkin yaklaşımlarında
belirleyici konumdadır. Epistemolojik inançlara ilişkin yapılan araştırmalar
bireylerin bilginin doğasına ilişkin inançlarının bilgiyi anlamaları,
sorgulamaları, yorumlamalarında ve zor akademik görevleri tamamlama
kararlılıklarında önemli bir faktör olduğunu göstermektedir. Bu çerçevede
epistemolojik inançlar konusu öğretim sürecine ilişkin son yıllarda yapılan
araştırmalarda önemli bir yere sahiptir. Öğretmenlerin epistemolojik inançları
onların konu alanlarına bakış açılarını ve sınıf içi uygulamalarını
etkilemektedir. Bu çalışmanın problemi, öğretmen adaylarının öğretmenlik
mesleği değerlerinden biri olan bilgiye ilişkin inançlarının (epistemolojik
inanç) belirlenmesidir.
Araştırmanın
Amacı: Bu araştırmanın amacı, öğretmen
adaylarının öğretmenlik mesleği değerlerinden biri olan bilgiye ilişkin
inançlarının (epistemolojik inanç) çeşitli değişkenlerle ilişkisinin
incelenmesidir. Bu genel amaç çerçevesinde öğretmen adaylarının Schommer’ın
Epistemolojik İnanç Ölçeği’nin alt faktörlerinden aldıkları puanların
cinsiyete, program türlerine, sınıf düzeylerine göre anlamlı düzeyde
farklılaşıp farklılaşmadığına bakılmıştır. Ayrıca öğretmen adaylarının
Schommer’ın Epistemolojik İnanç Ölçeği’nin alt faktörlerinden aldıkları puanlar
ile akademik başarıları arasında ilişki olup olmadığı da araştırılmıştır.
Araştırmanın
Yöntemi: Bu araştırma öğretmen adaylarının Epistemolojik İnanç
Ölçeği’nden aldıkları puanların çeşitli değişkenlerle ilişkisinin
belirlenmesini amaçlayan betimsel bir araştırmadır. Veri toplama aracı olarak
Schommer tarafından geliştirilen ve Türkçeye uyarlamasının, geçerlik ve
güvenirlik çalışmalarının Deryakulu ve Büyüköztürk (2002) tarafından yapıldığı
Epistemolojik İnançlar Ölçeği (EİÖ) kullanılmıştır. Ölçek Öğrenmenin Çabaya Bağlı Olduğuna İnanç, Öğrenmenin Yeteneğe Bağlı
Olduğuna İnanç, Tek Bir Doğrunun Var Olduğuna İnanç olarak üç boyuttan
oluşmaktadır. Epistemolojik İnanç Ölçeği, bireylerin bu üç alt boyuttaki
inançlarını gelişmiş (sophisticated) ve gelişmemiş (naive) olarak iki uçta
ölçmektedir.Ölçekten alınan düşük puan gelişmiş epistemolojik inancı, yüksek
puan gelişmemiş epistemolojik inancı göstermektedir. Araştırmanın çalışma grubunu, Cumhuriyet Üniversitesi
Eğitim Fakültesi’nde öğretmenlik programlarına devam eden, dört farklı
programda birinci ve dördüncü sınıfta öğrenim gören, 564 öğretmen adayı
oluşturmaktadır. Bu çerçevede araştırma Okulöncesi Öğretmenliği, İlköğretim
Matematik Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği
birinci ve dördüncü sınıf programlarında öğrenim gören öğrenciler üzerinde
yapılmıştır. Öğrencilerin %43,4’ü (n=
245) birinci sınıfta, % 56,6’sı (n= 319) dördüncü sınıfta öğrenim görmektedir. Çalışma grubunun %62,8’i kız (n= 354),
%37,2’si (n= 210) erkektir. Öğretmen adaylarının cinsiyetlerine ve sınıf
düzeylerine göre epistemolojik inançlarındaki farklılığı belirlemek için
ilişkisiz örneklemler t-testi
uygulanmıştır. Devam edilen programa göre farklılıkların belirlenebilmesi için
İlişkisiz Örneklemler için tek faktörlü ANOVA kullanılmıştır. Epistemolojik
inanç ile başarı arasındaki ilişkiyi belirlemek için Pearson korelasyon analizi
yapılmıştır.
Araştırmanın Bulguları: Öğretmen adaylarının
Epistemolojik İnanç Ölçeği’nin üç alt
boyutundan aldıkları puanlar cinsiyete göre anlamlı bir fark
göstermektedir. Araştırma kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre ölçeğin üç
alt faktörüne ilişkin daha gelişmiş epistemolojik inançlara sahip olduğunu
göstermiştir. Öğretmen adaylarının Epistemolojik İnanç Ölçeği’nin birinci
faktöründen aldıkları puanlar öğrenim gördükleri bölüme göre anlamlı fark
göstermektedir. Epistemolojik inançlar ölçeğinin birinci faktörü olan
“öğrenmenin çabaya bağlı olduğuna inanç” konusunda Sosyal Bilgiler, Okulöncesi
ve Sınıf öğretmenliği programlarındaki öğrencilerin İlköğretim Matematik
Öğretmenliği programındaki öğrencilere göre daha gelişmiş epistemolojik inanca
sahip olduğu görülmektedir. Öğretmen adaylarının Epistemolojik İnanç Ölçeği’nin
“öğrenmenin çabaya bağlı olduğuna inanç” faktöründen aldıkları puanlar sınıf
düzeyine göre anlamlı fark göstermektedir.
Birinci sınıf öğrencilerinin dördüncü sınıf öğrencilerine göre daha
gelişmiş epistemolojik inanca sahip olduğu görülmüştür. Birinci sınıf
öğrencilerinin öğrenmenin çabaya bağlı olduğuna dair inançları dördüncü sınıf
öğrencilerinden daha yüksektir. Diğer taraftan “tek bir doğrunun var olduğuna
inanç” konusunda dördüncü sınıf öğrencilerinin daha yüksek düzeyde bir
epistemolojik inanca sahip oldukları görülmüştür. Araştırma sonuçları
epistemolojik inanç ile başarı arasında da ilişki olduğunu göstermiştir.
Öğrenmenin çabaya bağlı olduğuna ve yeteneğe bağlı olduğuna ilişkin gelişmiş
epistemolojik inanca sahip öğrencilerin akademik başarılarının da yüksek olduğu
görülmüştür. Bunun yanında, öğrencilerin akademik başarı notları ile “tek bir
doğrunun var olduğuna inanç” faktöründen aldıkları puanlar arasında anlamlı bir
ilişki bulunmamaktadır (p>.05).
Araştırmanın
Sonuçları ve Önerileri: Tarama modelindeki bu araştırmada,
öğretmen adaylarının cinsiyetleri, öğrenim gördükleri sınıf düzeyi, programları
ve başarı düzeyleri ile epistemolojik inançları arasındaki ilişki
incelenmiştir. Epistemolojik inançların bireylerin bilginin doğasına ilişkin
inançları olduğu düşünüldüğünde öğretmenin sınıf içi uygulamalarını etkileyecek
önemli bir değişken olduğu varsayılmaktadır. Bu nedenle öğretmen adaylarının
epistemolojik inançlarını belirlemek eğitim-öğretim ortamları açısından önemli
görülmektedir. Araştırma bulguları, incelenen tüm değişkenler açısından da
epistemolojik inançların farklılaştığını ortaya koymaktadır. Epistemolojik
inançların öğretmenlerin sınıf içi uygulamalarına yansımasının test edildiği
deneysel çalışmalara ve öğretmen adaylarının yetiştirilmesi sürecinde
epistemolojik inançlarındaki değişimin gözlemlendiği uzun sureli çalışmalara
ihtiyaç vardır.
Purpose: |
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 16 Issue: 67 |