Ergonomi bilimi fizyolojik, anatomik, psikolojik,
sosyolojik ve teknik verilerden yararlanarak yaşanabilir ve konfor
standartları yüksek çevreler oluşturmak için çeşitli çalışmalar
gerçekleştirmektedir. İnsan-çevre arasındaki uyumun sağlanması kullanıcı memnuniyeti
açısından büyük önem taşımaktadır. Tasarımda ergonomiye ise, mekansal
konforun sağlanması yolu ile kullanım kolaylığı oluşturma noktasında
erişilmektedir. Mekansal konfor, insan ihtiyaçlarının hangi ölçüde
karşılanabildiği, mekanın hangi eylemlere olanak tanıdığı, kullanıcı
davranışlarını nasıl etkilediği ile doğrudan ilişki içerisindedir. Bu
bağlamda insan antropometrisine uygun, görsel, işitsel ve ısıl konfor
koşullarının sağlandığı mekanların tasarlanması, ergonomi konusunun mimarlık
alanındaki sorumluluğu olmaktadır.
Günümüz hayat koşullarının getirisi ile yaşam şekli,
kamusal alanların daha sık kullanıldığı bir biçeme dönüşmüştür. Modern
insanın yaşam döngüsünde, yemek yeme alışkanlığı da değişmiş; şekli, süresi,
ekonomik koşullar çerçevesinde daha çok çeşitlenmiştir. İhtiyaçlar
beraberinde her geçen gün daha çok restoran açılmakta ve daha fazla insan
yemek yeme ihtiyaçlarını sosyal hayatlarının bir parçası olarak açılan bu
kamusal mekanlarda gidermektedir.
Bu çalışmada; işlev değişikliği ile restoran olarak
hizmet vermeye başlayan, geleneksel Safranbolu evinin tasarımını etkileyen ergonomik ölçütlerin incelenmesi ve değerlendirilmesi
hedeflenmiştir. Restoran çalışanları ve kullanıcıların görüşlerine yapılan
anket çalışması ile ulaşılmış, yerinde gözlem ve ölçüm yöntemleri
kullanılarak ergonomik faktörler değerlendirilmiştir. Çalışma
sonucunda; yapının mekansal, görsel, işitsel ve ısısal konfor koşullarını
nasıl karşıladığı değerlendirilmiş ve elde edilen bulgular üzerinden çeşitli
yorumlar geliştirilmiştir.
Gerçekleştirilen tüm
çalışmalar sonucunda, tarihi dokuda yer alan yapının çeşitli sebepler ile
köklü işlevsel dönüşümünün zorlaştığı ve bu durumun sahip olabileceği
potansiyelin altında bir performans sergilemesine yol açtığı gözlenmiştir.
|