17. yüzyıl, Avrupa tarihinde “kuşkuculuk” çağı olarak da
adlandırılır. 16. asırdan itibaren gerçekleşen coğrafi, tarihi ve bilimsel
keşifler yepyeni ufuklar açmıştır. Rönesans döneminden itibaren bir taraftan
felsefi düşüncenin gelişmesi diğer taraftan da Hıristiyan mezhepler arasındaki
din savaşlarının düşünen zihinleri dini paradigmanın dışına itmesiyle birlikte
rasyonel bakış açısı ağırlık kazanmıştır. Asırlar boyunca tarihsel, doğal veya
beşeri hakikatler olarak Hıristiyanlığın kutsal kitap külliyatı ekseninde
anlamlandırılan olgulara da kuşkuyla bakılmaya başlanmıştır. Fransız
araştırmacı Isaac La Peyrère’in ön-Âdemiler hipotezi, o dönemdeki kuşkucu
zihniyeti yansıtan önemli örneklerden biridir. La Peyrère’in Âdem’den önce
insanların var olup olmadığını sorgulaması profan/beşeri bilginin Kitab-ı
Mukaddes ile bağdaştırma gayretinin bir ürünüdür. La Peyrère’in Kitab-ı
Mukaddes’in en başındaki kıssayı, insanın yeryüzündeki varlığına dair en temel
kıssayı tartışma konusu yapmasıyla başlayan süreç, Eski Ahit kitaplarının
otantikliği ve vahiy değeri meselesiyle devam etmiş, tarihsel İsa ve Yeni
Ahit’in Tanrı kelamı olup olmadığı tartışmalarına kadar uzanmıştır. Sonuç
itibariyle La Peyrère’in ön-Âdemiler hipotezi kabul görmemiş olsa da Kitab-ı
Mukaddes’in güvenirliliği hakkında ciddi tereddütler uyandırarak Kitab-ı
Mukaddes eleştirine öncülük etmiştir.
Erciyes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi
8170
8170
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Makaleler / Articles |
Authors | |
Project Number | 8170 |
Publication Date | December 31, 2019 |
Submission Date | June 27, 2019 |
Acceptance Date | November 2, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 47 |
ERCİYES AKADEMİ | 2021 | sbedergi@erciyes.edu.tr Bu eser Creative Commons Atıf-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.