Okuma ve yazma becerileri insan hayatında önemli bir yere sahiptir. Bu bakımdan okuma ve yazma becerilerinin öğretimi de önem arz etmektedir. Okuma-yazma öğretiminde öğretmenlerin karşılaşmış olduğu sorunların tespit edilmesi; öğretmenlerin farkındalık düzeyinin geliştirilmesi, sorunların giderilmesi ve gelecekte hazırlanacak öğretim programlarına yol göstermesi açısından önemlidir. Bu araştırmanın amacı, 2018 yılından itibaren uygulanmakta olan Ses Esaslı Okuma Yazma Öğretimi Yaklaşımı’na ilişkin sınıf öğretmenlerinin düşüncelerinin, değerlendirmelerinin ve bu yaklaşım ile yürütülen okuma-yazma faaliyetlerinde öğretmenlerin karşılaştıkları güçlüklerin belirlenmesidir. Araştırma, nitel araştırma yaklaşımı benimsenerek durum çalışması olarak desenlenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, 2020-2021 eğitim-öğretim yılında İstanbul ‘da devlet okullarında görev yapan en az bir defa Ses Esaslı Okuma Yazma Öğretimi Yaklaşımı ile öğretim gerçekleştirmiş olan 13 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada, araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak veriler toplanmıştır. Elde edilen veriler betimsel ve içerik analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, öncelikli olarak Türkçe öğretim programında “Ses Esaslı Okuma Yazma Öğretimi Yaklaşımı” ifadesinin kullanılmasının kavram karmaşasına sebep olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte ses esaslı okuma yazma öğretimi ile gerçekleştirilen okuma yazma öğretimine ilişkin, öğretmenlerin yarıya yakını olumlu yönde görüş bildirirken diğerleri bazı sınırlılıkların ve sorunların mevcut olduğunu ifade etmişlerdir. Aileden kaynaklı (metodolojik çatışma), öğrenciden kaynaklı (hazır bulunuşluk düzeylerinin yetersizliği, devamsızlık), eğitim politikalarından kaynaklı (tüm öğrencilerin okul öncesi eğitim almaması, erken yaşta okula başlamaları), fiziksel yetersizliklerden kaynaklı (sınıfların kalabalık olması, ekonomik imkânsızlıkların olması, ders kitaplarının yetersiz olması) ve yöntemden kaynaklı (parçadan bütüne gidilmesi anlamayı zorlaştırması, zaman ve enerji kaybettirmesi, açık heceye ulaşma ve hece birleştirmede zorlukların yaşanması) sorunlar, en sık dile getirilenler arasında yer almıştır. Araştırma sonuçları doğrultusundan sorunların giderilmesine yönelik birtakım öneriler sunulmuştur.
The aim of the study is to determine the thoughts and evaluations of the teachers regarding the Voice Based Literacy Teaching Approach and the difficulties they encountered in the literacy activities they carried out with this approach. The research was designed as a case study by adopting a qualitative research approach. The study group of the research consisted of 13 voluntary primary school teachers who work in public schools in Istanbul and have taught at least once with the Sound-Based Literacy Teaching Approach. Descriptive and content analyses were used to analyze the data obtained through the semi-structured interviews formed by researchers. It was determined that the use of the phrase "Sound-Based Literacy Teaching Approach" in the Turkish curriculum caused conceptual confusion. On the other hand, nearly half of the teachers expressed a positive opinion about the literacy teaching carried out with the said method, while the other half stated that there were some limitations and problems. Family origin (methodological conflict), student origin (insufficient readiness, absenteeism), education policies (not all students receiving pre-school education, starting school at an early age), physical opportunities (crowded classes, economic impossibilities, insufficient textbooks) and method (going from the part to the whole, difficulty to understand, losing time and energy, having difficulties in reaching open syllables and combining syllables) were among the most frequently mentioned. In line with the results of the research, some suggestions have been presented to solve the problems.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Other Fields of Education |
Journal Section | In This Issue |
Authors | |
Early Pub Date | November 5, 2022 |
Publication Date | December 1, 2022 |
Acceptance Date | October 6, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 24 Issue: 3 |