The Qur'an draws attention to the material and spiritual value
of the attitudes and behaviors of all denialists as well as the Muslim. In this
article, by drawing the conceptual framework of the concept of denial we tried
to reveal how he was addressed from the hadith and the word of wisdom. We also
discussed the negativity of the denial of individuality on the individual and
the worthiness of unbelievers, on the floor of God. The Qur'an-i Mubin
suggested a sense of faith as an alternative to the feeling of denial and
pointed out that submission occupied an important place in the Islamic moral
system. In this frame, it is available to state that the greatest sin was
closed because denial is a pitch dark and closed circle. Otherwise, the blows
from the denial, the suspicions placed by the blows put out the light of the
place of faith and transforms the place into a deserted desert. While doing
research, we have made use of other verses have been used to ensure the
integrity of the subject, verses between 39-40 of Nûr's basic expressions. In
addition to this, we pointed to the unworthiness and meaninglessness of the
attitudes and actions of unbelievers in Qur'an, referring to various
interpretations, in addition to various interpretations, especially with regard
to many commentaries in connection with the given subject. We can say that
there is no data on the dimension of the reward of faith, which is not faith-based,
that all kinds of attitudes and positions without faith are subject to erosion.
Kur’ân, çağlar üstü bir
yönelişle başta mü’minlerin yanında bütün inkârcıların tutum ve davranışlarının
maddî ve manevî değerine vurgu yapar. Buradan hareketle bu makalede olumsuz bir
olgu olarak inkârın bireyler üzerindeki etkileşimi ve inkârcı amellerin Allah
katındaki değeri ele alınmıştır. Kur’ân, inkâr duygusuna alternatif olarak iman
duygusunu önermiş, teslimiyetin İslâm ahlâk nizamı düzleminde küçümsenemez bir
fonksiyonu olduğuna dikkat çekmiştir. Dolayısıyla en büyük günah olan inkârdan
kurtulma yoluna girilmediği sürece affa açık bir kapının olmadığını söylemek
mümkündür. Bu çerçevede araştırmanın öbeğini Nûr Sûresi 39-40. âyetler oluşturmakla beraber konu bütünlüğünü
korumak kaydıyla diğer âyetlerden de yararlanılmıştır. Kur’ân’ın genel
konteksinden bütün insanların ontolojik olarak eşit oldukları, üstünlüğün dinî
ve ahlakî görevleri en doğru şekilde yerine getirmede olduğunu söylemek
mümkündür. Kur’ân’a göre iman olgusundan
yoksun her türlü tavır ve duruşun değerler erozyonuna uğradığı, iman temelli
olmayan amelin sevap boyutuna ilişkin bir veri olmadığı söylenebilir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 15, 2019 |
Submission Date | January 7, 2019 |
Acceptance Date | March 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 6 Issue: 10 |
Journal of Eskisehir Osmangazi University Faculty of Theology (ESOGUIFD) is licensed under a Creative Commons Attribution Non-Commercial 4.0 International license.