On altıncı ve on dokuzuncu yüzyıllar arasında yenileşme, modernleşme ve batılılaşma kavramları ile ifade edilen gelişmeler bu iki yüzyıl arasında var olan Osmanlı ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletlerinin de kade- rini belirlemiştir. Toplumda meydana gelen değişim ve dönüşüm kılık kı- yafetten siyasete, edebiyattan sanata kadar tüm alanları etkisi altına almış- tır. Batılılaşmanın (Avrupalılaşma) etkisi ile Osmanlı toplumunda meydana gelen değişim, gelecekte kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti top- lum ve devlet yapısının altyapısını oluşturmuştur. Batılılaşmanın etkisi ile Osmanlı sonrası kültürel ve sanatsal mirasın aktarımında bazı sorunlar ya- şanmıştır. Bu sorunların en önemlisi geçmişin mirasının yeni kurulan dev- let tarafından toptancı bir yaklaşımla inkâr edilmeye çalışılması ve ötekileş- tirilmesi olmuştur. Bu inkâr ve ötekileştirme yapılırken ideolojik neden- lerle yargılayıcı bir yaklaşım izlenmiş ve toplumun her alanında ikilik meydana gelmiştir. Bu ikilik toplumda tereddütler ve ön/yargılar oluşma- sına neden olmuştur. Birbirinin devamı olarak kurulan iki devlet tek millet olarak nitelendirebileceğimiz toplumların ideologların yönlendirmesi ile ön/yargı neticesinde bakış açılarındaki sorunları makalemizde işlemeye ça- lışacağız.
The developments expressed with the concepts of innovation and modern- ization during 16th-19th centuries determined the fate of the Ottoman Emire as well as the newly established Republic of Turkey. The change and transformation in society has affected all fields of social and cultural life rangeing from clothing to politics, literature and art. Westernization (Eu- ropeanization) with the effect of changes occurring in the Ottoman society, which will be established in the future State of the Republic of Turkey has established the infrastructure of society and the state. With the effect of Westernization, there were some problems in the transfer of cultural and artistic heritage after the Ottoman Empire. The most important of these problems was the attempt to negate and marginalize the heritage of the past by the wholly established state. While this denial and othering was done, a judgmental approach was followed for ideological reasons and there was a duality in all areas of society. This duality led to hesitations and prejudg- ment in society. With the guidance of the ideologues of the societies that can be defined as two nations established as a continuation of each other, we will try to deal with the problems in the points of view as a result of prejudgment.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Music |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 24, 1899 |
Submission Date | August 15, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 2 Issue: 2 |