The leading role of memory in the transmission of oral culture, when it comes to music, is undertaken by the functions of the human voice and the instruments performed for reminding. Folk songs, which are the vocal cultural heritage of Anatolia, reveal unique musical behaviors for performance, although they contain elements that vary from region to region. Developing an analytical perspective to identify these musical behaviors can provide an important perspective in terms of defining the cores that distinguish this musical tradition from the style and attitude characteristics of other musical traditions in terms of its sensory characteristics.
In this study, considering the performance characteristics of instruments such as kaba zurna, sine violin, kaval, and bağlama, aims to strengthen a hypothesis about the sensory interaction of these instruments with the vocal performance elements in their performance regions by identifying the musical behaviors that stand out in the vocal performance elements and focusing on their textural characteristics. The data obtained through the application of an analysis method that takes into account the parameters of makam, " audial pattern" and the interpretation of musical behaviors on the transcriptions of voice recordings selected from different stylistic regions as a sample, are observed to be present or absent in the aural characteristics of the instruments in the relevant performance areas, and discourse on whether any interaction process takes place is produced. It is argued that human voice and instrumental performance affect each other, especially in music with a predominant oral music tradition, and that this interaction is not unidirectional, but sometimes mutual, sometimes in the form of one side being more dominant.
Hafızanın sözlü kültür aktarımındaki başat rolünü, söz konusu müzik olduğunda insan sesi ve icra edilen çalgıların hatırlatmaya yönelik işlevleri üstlenmektedir. Anadolu’nun sesli kültür mirası olan halk türküleri, bölgeden bölgeye değişen unsurlar barındırmakla birlikte icraya yönelik özgün müzikal davranışlar ortaya koymaktadır. Bu müzikal davranışların tespit edilmesine yönelik analitik bir bakış açısı geliştirilmesi, bu müzik geleneğini duysal özellikleri bakımından diğer müzik geleneklerinin üslup ve tavır özelliklerinden ayıran nüvelerin tanımlanması açısından önemli bir perspektif sağlayabilir.
Bu çalışmada, kaba zurna, sine keman, kaval ve bağlama gibi çalgıların icra özellikleri göz önünde bulundurularak, bu çalgıların icra bölgelerindeki vokal icra unsurları ile olan duysal etkileşimine yönelik bir hipotezin, vokal icra unsurlarında öne çıkan müzikal davranışların tanımlanması ve dokusal özelliklerine odaklanılması yoluyla güçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Örneklem olarak farklı üslup bölgelerinden seçilen ses kayıtlarının transkripsiyonları üzerinde, makam, “duysal örüntü” ve müzikal davranışların yorumlanması parametrelerini göz önünde bulunduran bir analiz yönteminin uygulanması yoluyla elde edilen verilerin, ilgili icra sahalarındaki çalgıların duysal özelliklerinde mevcut olması veya olmaması durumları gözlemlenerek, herhangi bir etkileşim sürecinin gerçekleşip gerçekleşmediğine dair bir söylem üretilmiştir. İnsan sesi ve çalgısal icranın özellikle sözlü müzik geleneği baskın olan müziklerde birbirini etkilediği, bu etkileşimin ise tek yönlü değil, bazen karşılıklı, bazen bir tarafın daha baskın olması şeklinde ilerlediği görüşü ileri sürülmüştür.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Musicology and Ethnomusicology |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2023 |
Submission Date | November 20, 2023 |
Acceptance Date | December 29, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 6 Issue: 3 - Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılı Özel Sayısı |