Yirminci yüzyılın son çeyreğinde, gelişmekte olan ülkelerde ihraç yönelimli sanayileşme ve büyüme stratejilerine geçişle birlikte kadın işgücüne olan talep artmıştır. Türkiye, ihracat yönelimli sanayileşme modeline 1980’lerde geçmiş olmasına rağmen genelde imalat sanayi istihdamının, özelde ise bu istihdam içinde kadınların payının artışı çok sınırlı düzeyde kalmıştır. Tarımsal üretimin ve istihdamın gerilemesi sonucu hem erkek hem kadın işgücü açığa çıkmış, ancak tarım dışı istihdamdaki büyüme özellikle kadınlar açısından bu gerilemeyi karşılayacak boyutlarda bir işgücü talebi yaratmamıştır. Bu makalede kadın işgücüne olan talebin düşük düzeyde kalmasının nedenleri, izlenen kalkınma stratejileriyle bağlantılı olarak ele alınacaktır
Within the last quarter of the twentieth century, there was an increase in demand for female labour in developing countries along with transition to export-oriented industrialization and growth strategies. Though Turkey’s transition to export-oriented industrialisation model took place in the 80s, industrial employment in general and particularly women’s share in this employment increased very little. As a result of decline in agricultural production and employment, an additional labour force, both male and female, emerged but growth in non-agricultural employment could not create demand to absorb this new labour force particularly in the case of women. In this article, the reasons why demand for female labour force remained at low levels will be discussed in the context of development strategies adopted
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Women's Studies |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2011 |
Published in Issue | Year 2011 |