Bu metnin temel amacı ulus-devletlerin tabiyetleri altındaki vatandaşların bedenleri üzerinden, cinsiyeti ve cinselliği kullanarak hem kendi nüfuslarını idame ettiklerini hem de küresel anlamda sınır belilerdiklerini örnekler üzerinden tartışarak, Türkiyenin hetropatriyarkal rejimi içerisinde eşcinsellere ebeveynlik yolunun nasıl ve neden kapalı tuttulduğunu irdelemek. Cinsel yönelim konusunun sadece heteroseksüel normdan sapma gösteren küçük bir azınlığı ilgilendirdiği savı üzerinden heteroseksüelliğin doğallaştırılmasını tartışmaya açıyor. Ulus devletin temellerinden biri olarak heteropatriarkal aileyi, milliyetçilik bağlamında annelik kurumunu ve ebeveynliğe giden yollların hangi sebepler ve yöntemlerle cinsel muhaliflere kapatıldığını anlatıyor
Nation states create their sexual regimes not only to discipline and manage the populations within the state but also to establish their differences from other states and set their borders through the bodies of the citizens under their mandate. The article contends that heterosexuality is naturalised through the argument that sexual orientation is an issue which concerns only a small minority of the population that deviates from the norm. In Turkey, the depiction of a homosexual category, that is hyper-sexualized and devoid of parenting abilities works in the construction of the heteropatriarchal family, which constitutes one of the main pillars of the nation state. The article scrutinizes the institution of motherhood in relation to the nationalist ideology, why parenting is reserved only for heterosexual people and how sexual dissidents are excluded from the practices of parenting a child
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Women's Studies |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2011 |
Published in Issue | Year 2011 |