Düşen faiz ortamında daralan net faiz marjı, bankaları
geçmişte olduğundan daha dikkatli bir kaynak çeşitlendirme, maliyet hesaplama,
kredi riskini yönetme, gelişmiş risk sorgulama-hesaplama-gözetleme yöntemleri
kullanmak zorunda bırakmaktadır. Net faiz marjının düşmesi bankaların, asli
fonksiyonu olan aracılık işlevini daha etkin yerine getirmesini sağlayacaktır.
Ancak fon fazlası olandan, fon ihtiyacı olana aktarımdaki tek yük net faiz
marjı değildir. Bankacılık sektörü dışından ve kamu otoritesinden kaynaklanan
pek çok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin çokluğu aracılık etkinliğinin
düşmesine, yurtiçi kaynakların verimli kullanılmamasına, kredi talebinin
yurtdışına yönelmesine, ekonominin performansının düşmesine neden olmaktadır.
Faizlerin düşmesine paralel olarak Türk bankacılık sektörü kredilere yönelmiş,
azalan net faiz marjına rağmen mevduatın kredilere dönüşümünü tarihsel
süreçteki en yüksek noktasına erişmiştir. Son on beş yılda mevduatın krediye
dönüşüm oranı %40’tan %117’ye ulaşmıştır. Net faiz marjı ise aynı dönemde
%7’lerden %3 civarına gerilemiştir. GSYH’deki
7 kat artışa karşılık, aktif toplamı 12 kat, mevduat 10 kat artarken, krediler
30 kat artarak bilanço içindeki payı 66%’lar seviyesine ulaşmıştır. Ancak
aracılık maliyetlerinin azaltılması bu dönüşümü daha etkin kılacaktır.
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
---|---|
Authors | |
Publication Date | November 23, 2017 |
Submission Date | November 10, 2017 |
Acceptance Date | November 22, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 2 Issue: 3 |