Türkiye’de sanat piyasasının oluşum süreci Avrupa’dakine benzer bir yol izler. Osmanlı İmparatorluğu içerisinde padişahın ve devlet erkânından kişilerin hamiliğinde ilerleyen sanatçılar, Batılılaşma hamlelerinin uzantısı olarak kurulmaya başlanan sanat piyasası çevresinde üretim gösterirler. İmparatorluk içerisinde yaşayan Rum, Yahudi ve Levantenlerin kurulmasında ön ayak olduğu sanat piyasası, müze ve sergilerle birlikte Osmanlı’nın son döneminde daha geniş kitlelere ulaşır. Bu dönemde Avrupa’dakine benzer şekilde bir sanat piyasasının oluşmasıyla birlikte yeni sanatçılar da eserlerini sergileyebilecekleri bir ortama sahip olurlar. Cumhuriyet’in ilânı ile birlikte ise devlet sanatın başlıca hamisi konumuna gelir. Başta Mustafa Kemal Atatürk ve yaverlerinin teşvikleriyle birlikte çeşitli devlet kurumları da sanat eserlerini satın alarak sanatçıların ayakta kalabilmesine ve özgün işler üretebilmesine imkân tanır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ise yeni kurulan müzeler, sanat galerileri ve sanatçıların bir araya geldiği mekânlarla birlikte sanat alanında bir kurumsallaşma süreci yaşanır. Bu sürecin bir uzantısı olarak Türkiye’de sanat sineması da İkinci Dünya Savaşı sonrasında Atilla Tokatlı’nın Denize İnen Sokak (1960) filmi ile ilk örneğini verir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında sinema derneklerinin, cemiyetlerin ve film kulüplerinin kurulması ile başlayan sinema sanatının kurumsallaşma süreci, 1960’lı yıllarda Türkiye’deki sanat sinemasının oluşum ve gelişim sürecine de etki eder. Bu çalışmada Türkiye’de sanat sineması oluşumu üzerinde etkisi olan dinamiklerin olası kültürel sonuçları tartışmaya açılarak sanat sineması üretimi merkezinde tarihsel koşulların ve oluşumların izi sürülecektir.
The formation process of the art market in Turkey follows a similar path to the one that happened in Europe. Artists, who proceeded under the patronage of the Sultan and state officials in the Ottoman State, make productions in the art market, which was initiated to be established as an extension of the westernization movements. The art market, which was pioneered initially by Greek, Jewish, and Levantine citizens who lived in the State, reached wider masses in the last period of the Ottoman State along with museums and exhibitions. In this period, after the formation of an art market that was similar to the one in Europe, new artists also had an environment where they could exhibit their works. After the proclamation of the Republic, the state became the main patron of the arts. Various state institutions also allowed artists to survive and produce original works by purchasing works of art with the encouragement of Mustafa Kemal Atatürk and his aides. An institutionalization process was experienced after the Second World War in the field of art with newly established museums, art galleries, and places where artists came together. As an extension of this process, art cinema gave its first example in Turkey after the Second World War with Atilla Tokatlı’s film Denize Inen Sokak (1960). The institutionalization process of art, which was initiated with the establishment of cinema associations, societies, and film clubs after the Second World War, also affected the formation and development process of art cinema in Turkey in the 1960s. In the present study, possible cultural consequences of the dynamics that had effects on the formation of art cinema in Turkey will be discussed, and historical conditions and formations will be traced with the art cinema production in the center.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Radio-Television |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2022 |
Submission Date | April 19, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 2 Issue: 1 |
Submission of articles to the journal is always open.