Kur’ân ve sünnet, Müslümanların hayatını düzenleyen en önemli iki şer’î delildir. Onların belirlediği ya da sınırlarını çizdiği hükümler, her Müslümanı bağlayıcı niteliktedir. Bu bağlamda Kur’ân ve sünnet, bireyin dine bağlılık derecesini tayin eden birtakım ölçüler koymuştur. Bu ölçülerin en önemlilerinden biri de itidaldir. Her yer ve her şartta dengeyi sağlayan itidal, yerine göre insanı iffet sahibi kılar, yerine göre hikmet ehli yapar ve yerine göre ise cesaret sembolü kılar. İffetin olmadığı yerlerde ya hiçbir şeye iştah duymayan ya da helal-haram demeden her namusa göz diken insan tipleri belirir. Hikmetin olmadığı yerlerde ya hiçbir şeyden anlamayan ya da hakkı batıl, batılı da hak suretinde gösteren kimseler ortaya çıkar. Cesaretin olmadığı yerlerde de ya aşırı korkak bireyler ya da hiçbir şeyden korkmayan zalim diktatörler yetişir.
İşte bu çalışmada, ifrat ve tefrit arasında yer alan orta halli bir duruş olarak gösterilen itidalin inanç, ibadet ve ahlâk boyutları dindarlık ölçeğinde ele alınacaktır. Ayrıca itidalin fert ve toplum hayatındaki lüzumuna, etkilerine yer verilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 2 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 26 Sayı: 1 |
Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.