Bu
çalışmada Türk siyasi yaşamına damgasını vurmuş ve 1993-1996 yılları arasında
başbakanlık görevini yapmış olan ilk kadın başbakan Tansu Çiller ile günümüz
Alman siyasetini şekillendiren ve 2005 yılından itibaren ilk kadın şansölye
olarak görevini sürdüren Angela Merkel’in hükümet programlarında kullandıkları
dil incelenmiştir. Çiller ve Merkel, kendi ülkelerinde seçimle gelen ilk kadın
başbakanlar olmalarından dolayı iki ülke tarihi için de önemli iki karakter
olmuşlardır. Siyaset yaşamında etkili konuşma önemli bir yer tutmaktadır ve
bundan dolayı konuşmalarda söz sanatları sık sık kullanılmaktadır. Çalışmada,
bu iki önemli kadın başbakanın söylemlerinde yararlandıkları söz sanatlarından
mübalağanın kullanımı araştırılmıştır. Ayrıca söz konusu bağlamda, kullanılan
sıfatlar incelenmiş ve hangi sıfatların derecelendirilip hangi sıklıkta
kullanıldığı tespit edilerek söylem dilini belirleyen faktörlerden birine dair
değerlendirme yapılmıştır.
This study analyzes the language used by Tansu Çiller
and Angela Merkel in their government programs. Çiller was the first female
prime minister of Turkey, who was in charge of the government between the years
1993 and 1996 and left her mark in the history of Turkish politics. Merkel is
the first female chancellor of Germany, who has been in charge of the
government since 2005 and has been influential in shaping the German politics.
Both prime ministers have significance in the sense that they are the first
elected female prime ministers of the two countries. Delivering effective
speech is an important component of political life; for this reason,
politicians make frequent use of figures of speech to enhance their message. This
study investigates the use of hyperbole in the political discourse of Çiller
and Merkel. The study will examine in this context the adjectives used by the
two politicians by paying specific attention to the frequency they were used
and their grading in terms of comparative and superlative forms.
Journal Section | Issue |
---|---|
Authors | |
Publication Date | July 30, 2016 |
Submission Date | May 17, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 26 Issue: 2 |