hinkers from separate fields have focused. Until recently, philosophers have avoided to focus on this subject. For that reason, language has been usually comprehended as a mean of transferring thoughts and the language having lesser difficulties in communicating thouhts has been stated to be the most efficient one. Infact, the recent statement of the philosophical thinking is that language is also shaping the way we think. Many thinkers have implied that statement before, yet none of them discussed it in detail. Although Hegel has used the language in such position in his masterpiece Phenomenologyof Spirit, he has switched from this position to stating the structure of the language prioritizing the whole experience as he was discussing the ways how language generalizes the singular structure of the experience. On the other hand, for Wittgenstein who has discussed this position directly, the language is the inevitable boundary of every experience. In this paper, regarding the topics from Hegel’s Phenomenology of Spirit and Wittgenstein’s Tractatus, the notion, which is every philosophical idea exceeding he experience naturally is linguistic in apriori form, is put on discussion
Düşünce ile dil ilişkisi birbirinden çok farklı alanlardan düşünürlerin üstünde düşündüğü zorlu bir konudur. Yakın zamana kadar ise filozoflar bu soruna tam eğilmekten kaçınmışlardır. Bu nedenle felsefe tarihi içerisinde dil genellikle düşünceyi aktarmanın bir aracı olarak görülmüş, bu anlamda düşünceleri en sorunsuz biçimde aktaran dilin en az sorunu olan dil olduğu düşünülmüştür. Oysa felsefi düşüncenin ulaştığı yeni yargılardan biri, dilin düşüncemizi belirlediğidir. Bu yargıya varmadan çok önce de birçok düşünür bu savı dolaylı olarak dillendirmiş ama asla tam olarak ifade etmemiştir. Nitekim Hegel başyapıtı Tinin Fenomenolojisi’nde dili böylesi bir konumda kullanmış olmasına rağmen, dilin deneyimin tekil yapısını nasıl genellediği konusunu ele alırken bu konumdan uzaklaşıp dilin tüm deneyimi önceleyen yapısını ele almıştır. Bu konumu doğrudan sorun edinen Wittgenstein içinse dil her deneyimin kaçınılmaz sınırıdır. Bu yazıda Hegel’in Tinin Fenomenolojisi’nde ve Wittgenstein’ın Tractatus’unda içerilen düşüncelerden hareketle, doğası gereği deneyimi aşan her felsefi düşüncenin apriori bir yapıda dilsel olduğu fikri ortaya konulacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 25 |
Starting from 2024, our journal will be published in 3 issues as two regular and one special issues. These issues will be published In May (regular issue), September (special issue) and December (regular issue).
Acceptance of articles for our special issue and our regular issue in December will begin on March 15.
Only articles within the scope of the file will be included in our special issue.
Thank you for your attention.