Bu çalışma Nietzsche ve Schopenhauer’ın tragedyaya yaklaşımları üzerinden onların yaşama ilişkin kavrayışlarını ele almaktadır. Nietzsche Schopenhauer’ın pesimizminin üstesinden yaşama sanatın gözüyle bakmak yoluyla gelir. Schopenhauer’da principium individuationis ile isteme arasındaki ilişkiyi sergiledik ve bu ilişkide insanın sanat yoluyla bir anlığına bile olsa istemeyi susturabildiği karşımıza çıktı. Schopenhauer’da yaşam, insanın kendisini bir şekilde ondan bağımsız kılması gereken bir şeydir. Yaşamın antagonizmasını ortaya koyan tragedya, insanın bu bağımsızlık çabasındaki çaresizliğine de ayna tutar. İkinci olarak, Nietzsche’nin yaşam ile sanat arasında sıkı bağlar kurmasının onu başka bir doğrultuya yönelttiğini savunduk. Tragedyanın Doğuşu’nda sanatı yaşamın gözüyle değerlendirme gayesinin diğer eserlerinde, yaşamı sanatın gözüyle değerlendirme gayesine dönüştüğünü ileri sürdük. Tragedyanın Doğuşu bu çalışma açısından, Nietzsche’nin diğer eserlerinden ayrı bir yere koymak suretiyle değerlendirilmedi. Bu kitabın öne sürdüğü Apollon Dionysos ikiliğini, sanatın sınırlarını aşan bir bağlamda yorumladık. Böylece bu ikiliği görünür kılan tragedyanın, yaşamın zenginliğinin iyinin ve kötünün ötesinde olumlanmasına teşvik ettiğini gösterdik. Sonuçta, Nietzsche’nin Dionysosçu olumlama ile Schopenhauer’ın pesimizmini aşabildiğini, fakat bir yandan da bunu varoluşun dehşetini ve terörünü reddetmeksizin yaptığını öne sürdük. Tasarım ve isteme olarak dünya düşüncesi ile Schopenhauer’ın sanatı bir teselli olarak gördüğü yerde, Apollonik ve Dionysosçu sanat düşüncesi ile Nietzsche’nin yaşamı teselli gereksinmeyen bir şey olarak gördüğünü ortaya koyduk.
This study discussses Nietzsche’s and Schopenhauer’s understanding of life through their approaches to tragedy. Nietzsche overcomes Schopenhauer’s pessimism by looking at life through an artistic scope. In Schopenhauer, first we have demonstrated the relationship between principium individuationis and will. We came across that in this relationship, one can silence the will, even for a moment, through art. For Schopenhauer, life is something one has to somehow make oneself independent from it. Tragedy, which reveals the antagonism of life, mirrors the desperation of human in this effort for independence. Secondly, we have argued that Nietzsche took on a different direction as he establishes close ties between life and art. We have also argued that his aim of evaluating art through the eyes of life in The Birth of Tragedy turned into an aim of evaluating life through the eyes of art in his other works. In this study, we have not considered The Birth of Tragedy apart from Nietzsche’s other works. We have interpreted the duplicity of Apollo-Dionysus introduced in this book in a context transcending the boundaries of art. Accordingly, we have shown that the tragedy that renders this duplicity visible encourages the richness of life beyond good and evil. Finally, we have asserted that Nietzsche was able to transcend Schopenhauer’s pessimism with a Dionysian affirmation while at the same time not denying the horror and terror of existence. We have demonstrated that while Schopenhauer regards art as consolation with his idea of world as representation and will, Nietzsche considers life as something that does not need consolation with the idea of Apollonian and Dionysian art.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 10, 2022 |
Submission Date | April 18, 2022 |
Acceptance Date | October 5, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 34 |
Starting from 2024, our journal will be published in 3 issues as two regular and one special issues. These issues will be published In May (regular issue), September (special issue) and December (regular issue).
Acceptance of articles for our special issue and our regular issue in December will begin on March 15.
Only articles within the scope of the file will be included in our special issue.
Thank you for your attention.