Halk hekimliği, halk tıbbı, geleneksel tıp gibi adlarla anılan şifacılık dünyasında modern tıptaki fiziksel iyileştirmenin yanı sıra ruhsal iyileştirme de önem kazanır. Şifa; fiziksel veya ruhsal bir hastalığın sona ermesi, iyileşme anlamına gelir. Ancak dini ögeler içermesi, yer yer majik pratikler içermesi terimin mistik bir boyutu olduğunu da gösterir. Beden ve ruhu bir bütün olarak gören şifa alanında hastalık nedenleri bazı durumlarda doğaüstü güçlerle ilişkilendirilir. Bu alanın uygulayıcıları olan şifacılar iyileştirme yöntemlerinde bu doğaüstü güçlere yönelik yolları da dâhil etmişlerdir. İlkel topluluklardan itibaren şifacılık konusunda kadının yeri ve kısmen ön planda oluşu ile ilgili veriler dikkat çekicidir. Kadının doğası gereği şifacı ve hatta doğası gereği şaman olduğuna dair yaygın bir inanış vardır. İlkel dönemler itibariyle kadınsal süreçler nedeniyle barınak, mağara gibi yaşadıkları mekânlarda zorunlu olarak vakit geçiren kadınlar yaşlı bilgelerin iyileştirme konusundaki deneyimlerinden faydalanmışlardır. Kendisi yarattığı için, yaratılmış olanın hastalanıp iyileşmesi sürecine de kadınlar hâkim olmuşlardır. Kadınların ilk hekim olarak kabul edildikleri, çocuğunu, kocasını, yaşlısını toplum sağlığı adına tedavi ettiği bilinmektedir. Şifacı kadınlar, kendi kültürleri içinde hekimlik bilgilerini zamanla geliştirmiş; şifalı bitkileri, bazen madenleri ve hayvanları da kullanarak yer yer büyüsel işlemlere de başvurmuşlardır. Günümüzde ise şifacılık yeni bir kola evrilmiş, yeni nesil şifacılık hareketleri kişilerin bireysel olarak, kendi gayretleri ile şifalanmasına imkân veren teknikler uygulanmaya başlanmıştır. Spiritüel bilgiler sayesinde, kadim felsefeler ışığında ‘new age’ denilen ‘yeni çağ hareketi’ ortaya çıkmıştır. Bu akımın da şifayı vereni ve alanı yine büyük oranda kadınlardan oluşur. Bu çalışmada şifacılığın doğaüstü unsurlar ile beslenen gizemli bir güç olduğu ve kadının yaratılışı gereği buna daha yatkın olduğu tezi savunulmaktadır. Kadınlarda tarih öncesi çağlardan beri tedavi etmeye, onarmaya yatkınlık vardır ve kadındaki annelik bilincinin de bunda etkili olduğu iddia edilmektedir. Gelenek içinde ev tedavileri, fitoterapi denilen bitkisel tedavi yolları, bu alanın temeli olan inanç unsuruyla birleşince ezoterik bir bilgi ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada kadınların ilkel çağlardan itibaren günümüzde güncellenen haliyle şifacılığa daha yatkın olduğu savı üzerinde durulmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | August 25, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |