Alevilik inancına dair öğretiler sözlü kültür ortamının imkânlarından yararlanılarak yüzyıllar boyunca Alevi toplumunun kolektif belleğinin bir parçası olarak aktarılmıştır. Elbette Alevi inancının teolojisi, uygulaması, ritüelleri bu aktarımın şekillenmesine vesile olmuştur. Birikimin sözlü olarak aktarımında Alevi inancının tarihsel arka planında yer alan olaylar ve bu olaylara bağlı olarak ortaya çıkan ezoterik yapı ve ritüeller önemli bir yer tutmaktadır. Tarihsel arka plana bağlı olarakAlevi topluluklarının sır olarak gördükleri ve faş etmekten kaçındıkları bu öğretiler, sözlü kültür ortamında ve topluluğun ritüel odaklı kültürel ve kolektif belleğinde yer ettiği gibi bir süre sonra farklı vesilelerle yazılı kaynaklar hâline de getirilmiştir. Ancak yazılı hale getirildiğinde de yine sözlü kültürde yaşanan mistisizm devam ederek yazılı kaynaklar da çoğunlukla birer kutsal emanet olarak görülüp nesiller boyunca yine sır ve miras olarak saklanmıştır. Aleviliğin yazılı kaynakları ile ilgili bireysel ve akademik çalışmaların özellikle geçtiğimiz otuz yıllık süreçte arttığını söylemek mümkündür. Bu çalışmaların önemli bir kısmı Alevi inancını şekillendiren tarihsel süreçler, dinî ve kültürel birikime dair paradigmalar ve mevcut buyruk, erkannâme, fütüvvetnâme gibi Alevi yazılı belgelerinin, metinlerin değerlendirmesi şeklindeyken bir kısmı da daha önceleri gün yüzüne çıkmamış ve özellikle Alevi dedelerin müstakil kütüphanelerinde olan metinlerin transkribe edilmesi şeklinde ilerlemektedir. Bu çalışmada da Alevi yazılı kaynaklarından biri olan Kitâb-ı Meşayih Nâme min Selmân Fârisi başlıklı eser ele alınmıştır. Makalede bahsi geçen eserin genel bir tanıtımı yapıldıktan sonra günümüz Türkçesine aktarılma süreci, içeriği, dil hususiyetleri ve Aleviliğin diğer yazılı kaynaklarıyla benzeşen ve ayrılan yönleri ortaya çıkarılmıştır. Makalede ilk olarak Aleviliğin yazılı kaynaklarına yeni bir örnek olarak görülen Kitâb-ı Meşayih Nâme min Selmân Fârisi başlıklı eserin de içinde yer aldığı yazma eser bütün olarak tanıtılmıştır. Yazmanın transkribe edilmesi ile birbirinden farklı üç farklı eserden bir araya getirildiği görülmüştür. Bu eserler Kaygusuz Abdal’a ait Dil-Güşa isimli eserin başı ile sonu eksik bir versiyonunu ve Hacı Bektaş Veli’ye ait Makalat isimli eserin yine sayfaları karışmış ve eksik bir versiyonunu içermektedir. Eserin genel yapısı incelendiğinde; öncelikle satır düzeni, kelimelerin yazımı, kullanılan imla, sayfaların fiziksel özellikleri, satır altı yönlendirme kelimelerinin bulunup bulunmayışı gibi unsurlar birbirinden farklı üç eserin tek bir mecmuada toplandığını göstermektedir. Kitab-ı Meşayih Nâme min Selmân Fârisi isimli bölüm transkribe edildiğinde müellifine veya istinsah kaydına dair herhangi bir bilgi ile karşılaşılmamıştır. Ancak Kitab-ı Meşayih’ın kelime ve cümle tahlilleri ve kullanılan dili, eserin mevcut buyruk metinleriyle örtüşen konuyu ele alış biçimi eserin 15. yüzyıldan 16. yüzyıla geçiş dönemi eseri olma ihtimalini ortaya çıkarmıştır. Bu anlamda Kitab-ı Meşayih bölümü dil ve anlatım özellikleri açısından Oğuz Türkçesinden Osmanlı Türkçesine geçiş dönemi özelliklerini taşımaktadır. Bu konuyla ilgili ayrıntılı tahlil makalenin ilgili bölümünde ele alınmıştır. Eserin tamamında, Türkçe, 11 satırlık harekeli bir metinle karşılaşılmaktadır. Sayfa altlarında diğer sayfanın ilk kelimesin yönelik takip kelimesi ve varak numarası bulunmaktadır ve toplamda 38 varaktan oluşmaktadır. Mensur bir eser olan Kitâb-ı Meşayih Nâme min Selmân Fârisi muhteva açısından da makalede tartışıldığı üzere Aleviliğin diğer yazılı kaynaklarıyla benzer konuları ele almaktadır. Benzer yanları olmakla birlikte konu bütünlüğü açısından herhangi bir kaynağın eksik ya da kısaltılmış bir örneği olmadığı da açıktır. İçerdiği konular ve konuları ele alma biçimi eserin, diğer Alevi yazılı kaynaklarıyla ve Alevi kolektif belleğiyle doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Alawism Bektashism Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | April 29, 2024 |
Publication Date | April 30, 2024 |
Submission Date | February 10, 2024 |
Acceptance Date | April 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |