İnsan hayatında beslenme ve barınma kadar sağlık da önemli bir yer tutar. İnsanoğlunun sağlıklı kalma çabası, tıp uygulamalarının da doğuşunu sağlamıştır. Tarihöncesi çağlardan günümüze kadar meydana getirilen tıp uygulamalarının önemli bir parçasını “geleneksel tıp”, “halk hekimliği”, “tıbbî folklor” ya da “folklorik tıp” olarak da adlandırılan halk tıbbı oluşturur.
Toplulumuzda yaygın bir şekilde “kocakarı ilacı” olarak nitelenen halk tıbbı uygulamaları, kadim zamanların tababet ve sağaltma bilgisidir. Kuşaktan kuşağa, sözlü kültür vasıtasıyla aktarılan tecrübe, inanış, yöntem ve uygulamalardan oluşur. Büyü, din ve tıbbın içiçe geçmiş hali olarak da niteleyebileceğimiz halk tıbbı uygulamaları kısmen de olsa günümüzde de halk arasında yaşatılmaktadır.
Ülkemiz halk tıbbına konu olan bir çok hastalıktan birisi de vücudun bazı bölgelerindeki ağrı ve sızılarla kendisini gösterdiğine inanılan ve halk arasında “yel” olarak adlandırılan rahatsızlıktır. Elimizdeki bu makale esas olarak Antalya ve çevresinde “yel bileziği” olarak adlandırılan ve “yel” hastalığına karşı sağaltım amacıyla kullanılan maddi kültür ögesini konu almakta ve bu kültürel ögeyi saha çalışmalarındaki tespitler doğrultusunda incelemeyi hedeflemektedir. Bakır malzemeden yapılmış olan ve yörenin kültürel mirasının da bir parçasını oluşturan yel bileziği sağaltım amacıyla kullanılan bir eşya olmasının yanı sıra aynı zamanda bir el sanatı ürünüdür.
Yel bileziğinin kültürel ve tarihsel arka planını oluşturan ve oldukça karmaşık bir konu olan “yel” kavramı ile “yel” hastalığı ise makalenin ilk bölümünde tafsilatlı bir literatür taraması yardımıyla irdelenmiş ve Türkiye’den örneklerle açıklanmaya çalışılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 28, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 4 Issue: 1 |