Türkiye’de karayolu yapımı, 1950’li yıllardan itibaren öne çıkan ulaştırma politikası olmaya başlamıştır. Bu durum, çok partili yaşama geçilmesiyle birlikte, siyasal partilerin seçmen kitleleriyle kurdukları ilişkiyi de dönüştürmüştür. Yol yapım ağı şehirlerde genişlerken, nüfusun çoğunluğunun yaşadığı kırsal bölgeler yol yapım süreçlerinden yeterli payı alamamıştır. Bu tablo, özellikle 1960’ların ikinci yarısından itibaren Türkiye’de yükselen toplumsal mücadele deneyimlerinin de etkisiyle, sağ ve sol parti ve hareketlerin yol yapımı konusunu hegemonya ve karşı hegemonya mücadelesi açısından daha fazla değerlendirmesine de yol açmıştır. Yine bu çerçevede, 1960’ların ikinci yarısından itibaren köylülerin ilk kez toplumsal mücadelede öne çıkmaya başlamasıyla birlikte yol talebi de görünürleşmeye başlamıştır. 1967’de Fatsa’nın Beyceli Köyü’nden Ordu’ya, yol talebiyle başlayan yürüyüş bu tablonun ürünüdür. Mücadele repertuarı genişledikçe, yol sorunu karşı hegemonya üretiminde daha da merkezileşmiş, sol siyasetler 1970’lerin ikinci yarısında gerek merkezi gerek yerel yönetimler eliyle bu soruna çözüm aramıştır. 1979’da yine Fatsa’da yerel yönetim eliyle başlatılan ‘Çamura Son Kampanyası’ da bu bağlamda önemlidir. Bütün bunlar, Türkiye’de “yol yapımı” gündemi etrafında örülen hegemonyanın daima sağ siyasetlerin tekelinde gelişmediğinin kanıtıdır. Makale bu ayrımın anlaşılabilmesi için Türkiye’deki sağ popülist iktidarların yol yapım gündemi etrafında kurdukları maddi ve siyasal hegemonya ilişkilerine de karşılaştırmalı olarak bakmakta ve bu doğrultuda, sol ve sağ hareketlerin hegemonya stratejilerini “yol siyaseti” üzerinden tartışmaktadır.
In the 1950s, road infrastructure investments became the main aspect of transportation policy in Turkey. This policy shift, with the introduction of multi-party system, also transformed the way of political parties’ relations with their electoral bases. While the road networks were under construction, the majority of Turkish population was still living in the rural areas and these areas could not get the road investments they desired at the same pace. Under these conditions, especially starting from the second half of the 1960s, right and left wing social and political movements/parties located the road building issue into their hegemonic and counter hegemonic strategies. Especially in the second half of the 1960s, the voices and demands of rural areas, villages started to become more visible, in an environment of increasing social struggle. In 1967, Beyceli Village of Fatsa, a small Black Sea region town, was the first village that started to demand a road between their village and the city by organizing a demonstration/march. With the accumulation of the repertoires obtained in these struggles, the road issue became more essential and the left wing political parties and movements sought practical solutions to this issue and organized their counter hegemonic mobilization strategies around this necessity. “End The Mud Campaign” which was launched by the revolutionary local administration in Fatsa in 1979 is also evaluated in this respect. These historical facts clearly show that the “road making” agenda and the hegemony organized around it has not always been developed by the right wing political movements and parties. Hence, the article also deals with the right wing populist parties in Turkey, especially the ruling AKP, in terms of their material and political hegemony strategies organized around the road making projects, in order to make more visible the differences between the right and left wing movements when it comes to their strategies around the “road” issue.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 20, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 4 Issue: 3 |