2000 yıllarına kadar sözlüklerde olmayan tutumculuk, Amerika’dan Avrupa’ya ve şimdide Türkiye’ye doğru ilerleyen finansal özgürlükçü ve tüketim toplumu karşıtı akımdır. Tutumculuk finansal özgürlüğün ve erken emekliliğin kazanılması için temel ihtiyaçları azaltmadan harcamaların azami düşürülmesidir. Yoğun finansal planlama yaparak, kariyerin en başında yüksek tasarruf oranı yakalayıp (25-40 yaş arasında), ileriki dönem de (40’ından sonra) finansal özgürlüğünü ilan ederek erken emeklilik yaşamayı amaç edinmektedir. Tutumcu, tüketim toplumunun reklamla şişirilen gereksiz harcamalarına ve yaşlandığında emeklilik hakkının sağlanmasına karşıdır. Sevdikleriyle ve sevdiği işlerde zaman geçirmeyi hedeflemektedir. Tutumcular yüksek tasarruf sürecinin kişiyi olgunlaştırdığını, mutluluk, hayatın anlamı, uzun dönemli amaçlar, zaman, para, tüketim gibi kavramları sorgulattığını iddia etmektedirler. Tutumculuk kendisine Stoacılıkta (mutluluğu içinde ve doğada aramak) bulmaktadır. Tutumcular zevk ve mutluluk arasındaki farkların anlaşılması gerektiği üzerinde durmaktalar. Hedonizm en iyi yaşama sahip olmak için, zevki en üst düzeye çıkarılmayı önermektedir. Fakat Stoacılık bunu reddeder çünkü zevk gerçek mutluluğun sadece bir boyutudur. İlk zaman lüks bir araba sürmek ve insanlardan iltifat almak zevki yükseltebilir. Ancak her zevk, aşırı kullanıldığında çok hızlı bir şekilde yıpranmaktadır. Hâlbuki bireyin mutluluk için dışsal motivasyonlara (mal sahibi olmaya, başkalarının övgülerine) ihtiyacı yoktur. Bireyin sağlıklı olması, sevdikleriyle zaman geçirmesi, iş ortamının hiyerarşik yapısından uzaklaşması, kararlarını bağımsız verebilmesi gerçek lükslerdir. Bu huzuru sürdürülebilmesi finansal özgürlüğe ve finansal özgürlükte tutumlu yaşamaya bağlıdır. Makalede tutumculuk kavramı felsefi, psikolojik, sosyolojik ve ekonomik bakış açılarından incelenmiştir.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 10, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 5 Issue: 1 |