Abstract
Sanayi devriminin ilk yıllarında işletmelerin birbirlerinin üretim tarzlarını
kopyalamak, hammadde iyileştirmesi sağlamak ve üretimdeki fireleri azaltmak
suretiyle sürdürülebilir rekabet avantajlarını kazanıp/kaybetmesi oldukça kolay bir
şekilde gerçekleşmiştir. Fakat modern işletmecilik sistemlerinin gelişmesiyle birlikte
rekabet avantajını sağlayan varlığın “insan kaynağı” olduğu anlaşılmış ve işletmeler
kopyalanamayan tek kaynak olan insana bakış açılarını değiştirmişlerdir. Bakış
açılarında yaşanan değişimle birlikte çalışan performansının ölçülmesi ve
değerlendirmesi zorunlu bir hal almıştır. Bu araştırmada sanayi devriminin
gerçekleşmesiyle beraber değişen çalışma kavramı ve artan verimlilik ihtiyacına
değinilecektir. Bu bilgiler ışığında performans değerleme sistemlerinin doğuşu
incelenecek, klasik ve modern performans değerleme sistemlerinin teorik
karşılaştırılması yapılarak bu değişimin nedenine vurgu yapılacaktır.