In recent years, edible flowers, noted for their significant sensory characteristics and health benefits, have emerged as a new trend in global gastronomy. However, a review of the literature clearly shows the limited cultivation of these flowers in our country, despite their current usage. This study aims to determine the potential of using geothermal resources in greenhouse activities for edible flower cultivation. The research employed a semi-structured interview technique, one of the qualitative research methods, and the data were collected through face-to-face interviews conducted in April 2024. The population consisted of 30 geothermal-heated greenhouse (28 private/2 public) operations in the Sandıklı district of Afyonkarahisar province, with interviews conducted with the managers (10) and engineers (20) of these operations. Fourteen authorized questions were posed to determine the participants' orientation towards edible flowers. The study found that despite concerns about market potential, the idea of investing in this area was generally not negatively affected among the participants (66.67%). A minority of participants (33.33%) indicated that market potential could be evaluated on the condition that R&D activities are conducted. It was concluded that the rich geothermal resources of the Sandıklı district have sufficient potential for edible flower production, but the existing potential is currently utilized for the cultivation of a single type of product (cluster tomatoes). Additionally, edible flower cultivation is considered risky due to market concerns and the perception that it will increase costs because it is a new and different field. However, it was understood that current geothermal greenhouse activities provide a suitable environment for edible flower cultivation.
Son yıllarda, önemli duyusal özelliklere sahip olmaları ve sağlığa faydalı etkileri ile yenilebilir çiçekler, global olarak gastronomi alanında yeni bir trend haline gelmiştir. Fakat günümüzde kullanımı kadar ülkemizde yetiştirilme sınırlılığı yapılan literatür taramasında açıkça görülmüştür. Çalışmada jeotermal kaynak kullanımının seracılık faaliyetlerinde yenilebilir çiçek yetiştiriciliği için kullanılabilme potansiyelini belirlemek amaç edinilmiştir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmış olup; veriler 2024 yılının Nisan ayı içerisinde yüz yüze görüşme ile elde edilmiştir. Evren Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesindeki 30 adet jeotermal ısıtmalı sera (28 özel/2 kamu) işletmesinde görev yapan işletme müdürleri (10) ve mühendisler (20) oluşturmaktadır. Katılımcıların yenilebilir çiçeklere ilişkin yönelimlerini belirlemek için izinleri alınmış 14 soru yöneltilmiştir. Çalışma sonucunda pazar potansiyeli kaygısı olmasına rağmen genel olarak katılımcıların bu alana yatırım yapma fikrini olumsuz etkilemediği tespit edilmiştir (%66,67). Katılımcıların azınlık kısmı (%33,33) pazar potansiyelinin ARGE çalışması yapılması koşuluyla değerlendirilebileceğini söylemişlerdir. Sandıklı ilçesinin zengin jeotermal kaynak yapısının yenilebilir çiçek üretimi için yeterli potansiyele sahip olduğu; fakat mevcut potansiyelinin tek tip ürün (salkım domates) yetiştiriciliğinde kullanıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca yenilebilir çiçek yetiştiriciliğinin pazar kaygısı yanı sıra yeni ve farklı bir alan olması sebebiyle maliyeti arttıracağı düşüncesi nedeniyle riskli görülmektedir. Fakat günümüz jeotermal seracılık faaliyetlerinin yenilebilir çiçek yetiştiriciliği için elverişli bir alan olduğu anlaşılmıştır.
Çalışmada görüşme tekniğinden yararlanıldığı için “Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi Etik Kurulu” 20279 sayılı başvuru 2024/582 karar no ile onaylanmıştır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Gastronomy, Gastronomic Trends, Gastronomy (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 25, 2025 |
Submission Date | November 2, 2024 |
Acceptance Date | February 8, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 9 Issue: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.