Bir bilim olarak teşekkül edişi sürecinde sosyolojinin temel konularından birisi olmasına rağmen sosyolojinin giderek rasyonelleşme süreci bağlamında modern toplumları incelemeyi kendisine konu edinen eğilimi ritüellerin özellikle antropolojinin bir konusu haline gelmesine neden olmuştur. Söz konusu eğilime karşın sosyoloji ritüelleri tümüyle terk etmemiş, özellikle din sosyolojisi ve kültür sosyolojisi bağlamında ritüellerin toplumsal yaşamın merkezinde yer alan karakterine sekülerleşme, modernleşme, gelenek, değişim, kültür gibi temel kavramlar çerçevesinde yer vermeye devam etmiştir. Dahası, her ne kadar antropoloji ile ilişkilendirilse de ritüeller genel olarak sosyal bilimlerin merkezî konularından birisi olagelmiştir. Sosyal bilimlerin sosyolojiden etnolojiye, folklordan antropolojiye, din bilimlerinden psikolojiye kadar uzanan geniş bir alanı içinde çeşitli yoğunluk ve biçimlerde ele alınıyor olması ritüellerin sosyokültürel yaşama içkin, çok yönlü, temel sosyokültürel eylemlerden biri olduğunun önemli bir göstergesidir. Zira, toplumların sosyal yapı ve organizasyonları ile kültürel anlam dünyalarını kendi içinde kodlayan birer anahtar sosyokültürel eylem olarak ritüeller, toplumsal yaşamı bir model olarak bünyesinde saklayan karakteri ile sosyal hayatın merkezinde yer almaktadır. Ritüellerin toplumsal yaşama içkin karakteri ile toplumsal yaşam ve kültürel anlam dünyasını işaret eden çoklu özellikleri kuramsal yaklaşımların çeşitliliğinde somutlaşmıştır. Bu çerçevede olmak üzere sosyal bilimler alanında ritüellerin sosyokültürel yaşamla ilişkililiği ile kendi karakteristik özellikleri ekseninde pek çok kuramsal yaklaşımın geliştirildiği görülmektedir. Bu yönüyle sosyokültürel yaşamın temel anahtar eylemlerinden olan ritüeller sosyokültürel yaşamın değerlendirilebilmesi ve anlaşılabilmesi için de bir anahtar eylem olma niteliği ile karşımıza çıkmaktadır. Gerek sosyokültürel yaşam için gerekse de sosyokültürel yaşamın anlaşılabilmesi bağlamında bilimsel değerlendirmeler için anahtar bir eylem olan ritüellerin sosyal bilimlerin tasavvur dünyasında işgal ettiği yerin, kuramsal özgeçmişinin anlaşılması önem arz etmektedir. Özellikle de Türk toplumu gibi gelenek ve değişim arasında arada bir yerde -ritüel bir tabirle liminal bir aşamada- bulunan toplumların sosyokültürel yaşamının değerlendirilebilmesi için ritüellerin kavramsal, kuramsal ve olgusal düzeyde araştırılması büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede olmak üzere bu çalışma, ülkemizde ritüellere yönelik sosyolojik ilginin uyandırılması adına küçük bir adım da olacak biçimde ritüellere ilişkin olarak geliştirilmiş kuramsal yaklaşımlardan birini söz konusu kuramsal eğilimin öncül teorisyenlerinin görüşleri ışığında ele almayı kendine konu edinmiştir. Ritüelleri kültürel bir bağlamda sembolik ve anlamsal boyutları ile bir performans ve/ya drama olarak ele alan bu yaklaşım biçimi ritüellerin sosyal yapı ve değerler dünyasını yeniden yaratılacak biçimde topluma arz eden, sunan, gösteren, temsil eden yönünü vurgulaması bakımından önem arz etmektedir. Performans ve/ya dramaturjik ritualistik şeklinde adlandırılan bu yaklaşımın temsilcileri antropoloji ve sosyoloji disiplinleri ile ilişkili olup, bu yönüyle bu çalışma disiplinler arası bir eğilimle sözü geçen kuramsal yaklaşımın ele alınmasını hedeflemektedir
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2009 |
Published in Issue | Year 2009 Volume: 1 Issue: 5 |
Açık Erişim Politikası