Abstract
Ülkemizde arsa düzenlemesi çalışmaları, düzenlemeye alınan her parselden yüzölçümü oranında kesinti esasına dayanmaktadır. Ancak, yapılan pek çok çalışma bu uygulama şeklinin doğruluğunu ve güvenilirliğini test etmektedir. Özellikle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uygulamalarında kadastro parselleri ile bu parsellere tahsis edilen imar parsellerinin değer ilişkisinin tutarsızlık göstermesi haksız kazanç ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle yapılan çalışmada, arsa düzenlemeleri kapsamında düzenleme öncesi kadastro parsellerine farklı dağıtım metotları ile tahsis edilen imar parsellerinin alan-değer ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, ilgili kamu kurumlarından ve özel ofislerden grafik ve vektör veri temini sağlanmış ve analiz edilmiştir. Uygulamada, taşınmaz değerlerinin belirlenmesinde değer ile doğrudan ilişkili faktörler ve rayiç değerler kullanılmıştır. Elde edilen bu değerler ile imar uygulaması yapılmış ve dağıtım aşamasında incelenmiştir. Önerilen uygulama şeklinin geçerliliğinin kanıtlanması için mevcut uygulanan metot ile karşılaştırmalar yapılmıştır. Yapılan analizler ve yorumlamalar sonucunda yürürlükteki imar uygulamasının adalet ve eşitlik olgularından uzak olduğu anlaşılmıştır. Taşınmazların parsel bazında birim değerlerinin belirlenmesi ve bu doğrultuda arazi ve arsa düzenlemesi (AAD) uygulamalarının yapılması, sorunların büyük oranda ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır.