The article examines two sarcophagi with inscriptions found in the necropolis of Hisardere in Iznik (Nicaea) and dated to the Roman Imperial period, in addition to a funerary stele for a Christian tomb. The first of the sarcophagi belongs to Antigonos, who died at the age of 45-50. Antigonos was wrapped in a three-layered woollen shroud and buried with a glass bottle from the 3rd century AD as a burial gift. The shroud on the hands and feet in particular is intact. The wooden pillow under the head and part of the wooden bed under the body have also been preserved. The inscription contains a lament of the arete, which may be connected to the pic-torial programme of the reliefs. In the second sarcophagus lie two female individuals, 30-45 years old and 25-30 years old, who the inscription indicates are mother and daughter. They were found tightly wrapped in a shroud of linen and local wool and silk. A mosaic from the 4th-5th century AD was found on the sarcophagus. This mosaic was removed to open the tomb. Both sarcophagi have preserved the condition in which they were buried. They thus provide us with useful information about the burial traditions of Nikaia in the Roman Impe-rial period and are a fine example of how cooperation between disciplines (archaeology, anthropology, epigraphy) can offer fruitful new results.
In dem Artikel werden neben einer Grabstele für ein christliches Grab zwei Sarkophage mit Inschriften untersucht, die in der Nekropole Hisardere in Iznik (Nicaea) gefunden und auf die römische Kaiserzeit datiert wurden. Der erste der Sarkophage gehört dem Antigonos, der im Alter von 45-50 Jahren starb. Antigonos wurde in ein dreischichtiges Wolltuch gewickelt und mit einer Glasflasche aus dem 3. Jahrhundert n. Chr. als Grabgeschenk begraben. Besonders das Leichentuch an Händen und Füßen ist intakt. Das Holzkissen unter dem Kopf und ein Teil des Holzbettes unter dem Körper blieben ebenfalls erhalten. Die Inschrift enthält eine Klage der Arete, die sich vielleicht mit dem Bildprogramm der Reliefs verbinden lässt. In dem zweiten Sarkophag liegen zwei weibliche Individuen, 30-45 Jahre alt und 25-30 Jahre alt, von denen aus der Inschrift hervorgeht, dass es Mutter und Tochter sind. Sie wurden fest in ein Leichentuch aus Leinen und lokaler Wolle und Seide gewickelt aufgefunden. Auf dem Sarkophag wurde ein Mosaik aus dem 4-5. Jahrhundert n. Chr. gefunden. Dieses Mosaik wurde entfernt, um das Grab zu öffnen. Beide Sarkophage haben den Zustand konserviert, in dem sie begraben wurden. Sie liefern so uns nützliche Informationen über die Bestattungstraditionen von Nikaia in der römischen Kaiserzeit und sind ein schönes Beispiel, wie die Zusammenarbeit der Disziplinen (Archäologie, Anthropologie, Epigraphik) fruchtbare neue Ergebnisse bieten können.
Makalede İznik’teki (Nikaia) Hisardere Nekropol alanında Hıristiyanlık Dönemi’ne tarihlenen bir yazıt ile birlikte bulunmuş olan ve Roma İmparatorluk Dönemi’ne tarihlenen iki yazıtlı lahit incelenmektedir. Lahitlerden ilki çerçeveli lahit tipindedir ve 45-50 yaşlarında ölen Antigonos’a aittir. Antigonos üç kat yün bir kefene sarılmış ve mezar hediyesi olarak MS 3. yüzyıla tarihlenen bir cam şişe ile birlikte gömülmüştür. Özellikle el ve ayakların kefen içindeki formu bozulmamıştır. Baş altındaki ahşap yastığı ve gövde altındaki ahşap yatağının bir kısmı da korunmuştur. Yazıtında eşi Arete’nin ağzından bir ağıt (epigram) vardır. Sandık tipindeki diğer lahitin içinde yazıtından bir anne ve kızına ait olduğu anlaşılan 30-45 yaşlarında ve 25-30 yaşlarında iki kadın birey vardır. Bireyler keten, yerel yün ve ipekten oluşan kefene sımsıkı sarılmış bir şekilde formları hiç deforme olmadan bulunmuşlardır. Lahtin üzerinde daha geç dönemde yapılmış ve mezarı açmak için kaldırılan MS 4.-5. yüzyıllara tarihlenen bir mozaik zemin bulunmuştur. Lahitlerin her ikisi de soyulmamış olarak, yani gömüldükleri şekilde yaptığımız kazılarla ortaya çıkarılmıştır. Bu lahitler Roma İmparatorluk Dönemi Nikaia’sındaki mezar geleneği hakkında bize yararlı bilgiler sunmaktadır. Ayrıca bu çalışma farklı disiplinler arasındaki işbirliğinin (arkeoloji, antropoloji, epigrafi) nasıl faydalı yeni sonuçlar sunabileceğinin de güzel bir örneği olmuştur.
Yazıtların Türkçe çevirileri şöyledir:
1. Yazıt: İsa (Peygamber) - Başlangıçtan sona kadar. Ben, Aurelius Nazaris henüz hayattayken kendim için ve erkek kardeşlerim ile annem Epiktesis için (bu) kymeterion’u (= koimeterion’u) yaptırdım. Defnedilmesinden sonra birisi annemin (huzurunu) bozacak olursa devlet kasasına 1500 Denaria ödeyecek ve o gün (ölüm günü) Tanrıya hesap verecektir!
2. Yazıt: Ben, yaslı Arete, Antigonos’un mezarının başında oturuyorum, buklelerim kesilmiş; yüreğimde büyük bir yas, çünkü kahrolası ölüm Tanrıçası (= kader) gençler içinde olağanüstü olanı vaktinden evvel elinde tutuyor!
3. Yazıt: Ben, Astyris (bu) lahdi çok sevgili annem Nigreine ve kendim için satın aldım.
Primary Language | German |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | May 15, 2021 |
Submission Date | January 19, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |