Contributions
to Anatolian History and Numismatics 6-9
The first chapter discusses in detail the main type of Imperial coinage minted by the Pisidian city of Selge. This type is shown to depict the city's principal sanctuary of Zeus and Heracles and not a styrax press as Suzanne Amigues recently tried to prove. Though apparently rooted in ancient Anatolian traditions, the sanctuary also served as a venue for the rites of the Roman emperor-worship and for the festivals of the Epinikia.
The second chapter deals with the representation of a myth on an Imperial coin from the small Lycian mountain town of Arneai. The coin depicts a sexual assault by the lecherous god Pan on a fount nymph who wards off the indecent act (gr. arneomai) and was thereupon given the name Arne («she who says no»). It is in her eponymic function that the nymph is shown on the coin of this small Lycian town. The local mythical tradition and the concomitant Greek interpretation of its name conceal the Lycian or Luvian origin of the toponym which in this language more or less means <place of fount> and aptly describes Arneai s abundance of water. A parallel to the Greek interpretation of the nymph's name Arne is known from the Arkadian city of Mantineia, where the name of the eponymous fount nymph was also interpreted as meaning <she who says no>.
The third chapter is about the stone bridge spanning the Meander river near the Carian city of Antiocheia mentioned by Strabo and depicted on Antiochene coins in the period from Decius to Gallienus. After an outline of the significance of the bridge both for the entire West-East traffic through the Meander valley and for the logistics of the Roman army in the years 260-1 CE, some aspects of the coin images are discussed in detail. A long-legged water bird reminds of the bird meadows, already described by Homer, along the big rivers in western Asia Minor. The bridge is always depicted with the river god Meander reclining on it, occassionally also with the Tyche of Antiocheia and with Athena. The cult of Athena is said to stem from the eponymous little city which was allegedly founded in the Meander valley by the Athenean King Kranaos and is said to have been absorbed into Antiocheia when the Seleucid king Antiochos I carried out a synoikism. King Kranaos is reputed to have also founded other cities in Caria, namely Kranaos near Kaunos (?) and Halicarnassos. In reference to this founder Antiocheia construed not only a relationship with Athens but also with other Athenian foundations such as Samos and Erythrai. The strategic significance of the Antiochene bridge and the early conclusion of a pact with the Romans won the city on the Meander the favour and promotion of the rulers on the Tiber. As early as in Republican times Antiocheia introduced cults of loyalty to Roma and to the Capitoline triad. In gratitude for the support given to Rome Gallienus elevated the games of the Capitoline festival to a privileged agon. One variety of Gallienic bridge coins represents as phalloi the floods of the Meander river rushing between the pillars of the bridge. This depiction by an idiosyncratic die cutter evokes the many stories about the fertility of the rivers and of the Meander in particular. Some of these stories say that young girls who before their wedding would take a traditional bath in the river and, as a tradition has it, would offer their virginity to the Meander and were made pregnant.
A hitherto unknown coin minted by the south Phrygian city of Eriza under Commodus and punched with a hole to serve as an amulet is not only an important addition to the corpusculum of Hans von Aulock (in Phrygien I) but also provides an ocassion for some remarks on the location, history and importance of this small country town. On the basis of a detailed examination of the existing evidence the author shows that the city is in all probability to be located at the site where a Hellenistic inscription with the city's name was found, namely in the Karahiiyiik area in the northern Acıpayam plain. The city of Themisonion, which Ramsay and other scholars believed to have been situated in Karahüyük, is to be identified with the ruins of Dodurga near the mountains in the southern part of the Acıpayam plain. Converted into a fortified polis in the Hellenistic period, Themisonion exercised control over the two southern access ways, formed by the Indos river, to the Acıpayam plain, which was of great importance for the through-traffic between the Meander valley and the Kibyratis/ Pamphylia. While Eriza controlled the northern portion of the plain, the southern portion belonged to Themisonion. There the Kazanes river, which drained the Acıpayam plain and is depicted in the form of a river god on coins minted by Themisonion, flows into the Indos river. Within the context of the very limited coinage issued by Eriza (and also by Themisonion) possible reasons are given for the very moderate degree of monetisation of regions heavily characterised by agriculture. Further aspects of this article concern the presentation of an equestrian god (identified with Sozon) with a double axe on the reverse of the coin and the cognomen of Tiberius Claudius Pardalas mentioned on the coin as the supervisor of this coin issue.Küçükasya Numismatiği Üzerine İncelemeler 6-9
Makalenin ilk bölümünde, Pisidia kentlerinden Selge'nin Roma İmparatorluk Donemi sikke basımındaki ana tip ayrıntılarıyla incelenmektedir. Söz konusu ana tipte görülen yapının, Suzanne Amigues'in kanıtlamaya çalıştığı gibi, styraks (günlük) bitkisinin preslenmesi amacıyla yapılmış bir işlik binası olmayıp, kentin Zeus ve Herakles'e adanmış ana tapınağının tasviri olduğu ortaya konmaktadır. Kutsal alanın geçmişi muhtemelen Anadolu'nun
en eski geleneklerine dayanmaktadır, fakat tapmakta İmparatorluk kültüyle ilişkili ritüellerin yapıldığı ve zafer şenliklerinin kutlandığı da anlaşılmaktadır.
Makalenin ikinci bölümünde, Lykia'nın küçük dağ kentlerinden Arneai'ın Roma Dönemine ait bir sikkesi üzerindeki mitolojik tasvir incelenmektedir. Sikkenin üzerinde Tanrı Pan'ın bir su perisine (nymphe) arzulu bir şekilde cinsel saldırısı, perinin ise bu yakışıksız saldırıya karşı koyması ve dolayısıyla bu davranışıyla 'Arne' ('reddeden kadın') ismini aldığı belirtilmektedir. Nymphe, sikke üzerinde, bu küçük Lykia kentinin eponym'u işleviyle resmedilmiştir. Gerek mitolojik bu lokal tasvir gerekse sözcüğün bu bağlamda Yunanca anlamlandırılmış olması, aslında bu yer isminin Likçe ya da Luvice kökenine de işaret etmektedir. Bu yerli Anadolu dillerinde 'kaynak' anlamına gelen sözcük, Arneai'ın zengin su kaynaklarına sahip olduğunu da isabetli bir şekilde ima etmektedir. Su perisi 'Arne'nin isminin Yunanca yorumlanması, benzer şekilde bir Arkadia kenti olan Mantineia'da da karşımıza çıkmaktadır. Orada da aynı isimli su perisi yine 'reddeden kadın' olarak yorumlanmıştır.
Makalenin üçüncü ve son bölümünde ise Karia kenti Antiokheia yakınlarında, Menderes Nehri üzerindeki taş köprü incelenmektedir. Kentin Decius'tan Gallienus'a kadar basılan sikkelerinde betimlenen bu köprüden Strabon da bahsetmektedir. Makalede köprünün, Menderes Vadisindeki bütün batı-doğu yol sistemi ile Roma ordusunun 260-261 yıllarındaki lojistiği bakımından önemine değinildikten sonra sikkelerdeki betimlerin bazı detayları ayrıntılı olarak incelenmektedir. Uzun bacaklı bir su kuşu betimi, bölgedeki büyük nehirlerin yakınındaki Batı Anadolu su kuşlarının Homeros tarafından tarif edilmiş olan otlaklarını anımsatmaktadır. Köprü üzerinde uzanmış yatan nehir tanrısı Maiandros daima, Antiokheia Tykhesi ve Athena ise arada sırada betimlenmektedir. Athena kültü, Atina kralı Kranaos tarafından Menderes Vadisi'nde kurulduğu söylenen ve Seleukos Kralı 1. Antiokhos'un yürüttüğü synoikismos (birleştirme) sonucu Antiokheia Kentine dahil edilen aynı isimli küçük kente dayanmaktadır. Atina Kralı Kranaos a ayrıca, Karia Bölgesindeki - Kaunos? yakınlarındaki Kranaos ve Halikarnassos gibi başka kentlerin kuruculuğu atfedilmektedir. Antiokheia Kenti, kurucusuna dayanarak hem Atina ile hem de Atina tarafından kurulan Samos ve Erythrai ile akrabalık oluşturmuştur. Antiokheia'daki köprünün stratejik önemi ve Romalılarla zamanında yapılan anlaşmalar Maiandros kıyısındaki bu kente Tiber hakimlerinin ilgi ve desteklerini sağlamıştır. Antiokheia daha Cumhuriyet Döneminde Roma ve Kapitol Üçlüsü'nün kültünü bir meşruiyet ifadesi olarak benimsemişti. Romanın desteği nedeniyle Kapitol Bayramındaki oyunlar Gallienus tarafından ayrıcalıklı agon mertebesine yükseltilmiştir. Gallienus Donemi köprü sikkelerinin bir çeşidinde Maiandros Nehrinin köprü ayaklarına çarpan dalgalar (kabarmalar) phalloslar biçiminde resmedilmiştir. Başına buyruk davranan bir sikke tasvircisinin betimlemesine dayanan bu resmediş, nehirlerin, özellikle de Maiandros'un bereketine dair anlatılan birçok hikayeye davetiye çıkartmıştır. Bu öykülerden birisi de Maiandros'un, düğün öncesi, gelenek olduğu üzere nehirde yıkanan ve bir inanış uyarınca nehre bekaretini sunan bir genç kızı hamile bıraktığı üzerinedir.
Güney Frigya kenti Eriza'nın İmparator Commodus devrine ait olan ve bugüne kadar bilinmeyen bir sikkesi sonradan delinerek muska olarak kullanılmıştır. Bu sikke sadece Hans von Aulock'un corpusculum'una (Phrygien I) önemli bir katkı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bu küçük taşra kentinin konumu, tarihi ve önemi hakkında da bizi düşünmeye sevk etmektedir. Yazar, eldeki belgeleri ayrıntılı şekilde eleştirel süzgeçten geçirerek, Eriza'yı, kentin isminin de geçtiği Hellenistik dekretin bulunduğu yerde, yani Acıpayam Ovasının orta yerindeki Karahüyük'te lokalize etmektedir. Buna karşılık; Ramsay ve birçok diğer bilim insanının Karahüyük'e yerleştirdikleri Themisonion'un ise Acıpayam Ovasının güneyindeki dağlık bölgede Dodurga antik harabelerinde aranması gerektiğini belirtmektedir. Hellenistik cağda müstahkem bir kaleye dönüştürülen ve polis statüsüne kavuşturulan bu Themisonion, Indos nehrinin yukarı mecralarından, yani Kibyratis ve Pamphylia bölgelerinden
Acıpayam Ovasına gelip, oradan orta Menderes vadisine gecen trafiği kontrol ettiği için stratejik bir öneme sahipti. Themisonion sikkeleri üzerinde nehir tanrısı olarak betimlenen ve Acıpayam Ovasının suyunu boşaltan Kazanes bu civarda Indos nehriyle birleşmektedir. Şu halde ovanın kuzey kısmı Eriza tarafından kontrol edilirken, aynı işi güney bölgesinde Themisonion üstlenmiş bulunuyordu. Makalede ayrıca Eriza ve Themisonion'un sınırlı sikke darbı ile bağlantılı olarak bu gibi aşırı kırsal bölgelerin çok mütevazı sikke darbı faaliyetlerinin sebepleri de irdelenmektedir. Çalışmada tartışılan bir diğer konu ise sikkenin arka yüzünde resmedilmiş olan çift ağızlı balta ile temsil edilen ve Sozon ile özdeşleştirilen süvari tanrı betimlemesidir. Son olarak da sikke darbının sorumlusu olarak sikke üzerinde ismi gecen Tiberius Claudius Pardalas'ın cognomen'i tartışılmaktadır.Primary Language | German |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 15, 2009 |
Submission Date | November 11, 2008 |
Published in Issue | Year 2009 Volume: 6 |