The aim of this study is to discuss the phenomenon of consumption embodied in shopping centers, that is also referred to as ‘consumption shrines‘ and in the process which cannot be denied in the formation and maintenance of identity in the context of cultural codes of the postmodern world. With the postmodernity, it can be said that the perception that the forces of production control consumption is replaced with the emphasis that consumption forces control consumption. As a description of the situation that can be mentioned as a future of Marx's theory, consumers are now going to the shopping malls to provide labor that needs to be controlled like workers. At this point, the phenomenon of centralized consumption changed the format of culture by replacing human factor, the main constituent of culture, with mass production. In the current process, consumption related to the production of genuine, magical cultural worlds; In order to be different from the need rather than the need to stand out from the classical sense of the presentation of other people in the sense of hyper-reality has been transformed into a new magic. The importance of this study, which is a qualitative reality analysis based on literature review, comes from the fact that popular culture, which is identified with urban culture, focuses on the identity created by the cultural industry (both produced and producing) in the period of advanced capitalism by conditioning all of what is new to consumption. As a result, in the 21st century, shopping malls play a dominant role in the production of an identity shaped by consumption around new socialization tools with a series of value changes from economy to culture in order to draw spatial boundaries to the indicator
world.
Bu çalışmanın amacı, ‘tüketim mabetleri’ olarak da ifadelendirilen ve gelinen süreçte kimliğin oluşumu ve sürdürülmesinde önemi yadsınamayacak alışveriş merkezlerinde somutlaşan tüketim olgusunu postmodern dünyanın kültürel kodları bağlamında tartışmaktır. Postmoderniteyle birlikte üretim güçlerinin tüketimi kontrol ettiği algısının yerini tüketim güçlerinin tüketimi kontrol ettiği vurgusuna bıraktığı söylenebilir. Marx’ın kuramının bir ilerisi olarak da bahsedilebilecek bir durum tanımı olarak artık tüketiciler de AVM’lere giderek işçiler gibi kontrol edilmesi gereken emek sağlamaktadır. Bu noktada merkezileşen tüketim olgusu, kültürün ana oluşturucusu olan insan faktörü yerine “seri üretimi” koyarak kültürün formatını da değiştirmiştir. Gelinen süreçte hakiki, büyülü kültürel dünyaların oluşturduğu üretime bağlı tüketim; klasik anlamından sıyrılarak ihtiyaçtan ziyade - basitleştirerek söylersek- farklı olmak için diğer kişilerin sunumu anlamında hipergerçeklikle yoğrulur yeni bir büyüselliğe dönüşmüştür. Literatür taramasına dayalı nitel bir gerçeklik çözümlemesi olan bu çalışmanın önemi, kent kültürüyle özdeşleşen popüler kültürün yeni olan ne varsa (teknolojik olanlar başta) tümünü tüketime koşullandırarak ileri kapitalizm döneminde kültür endüstrisinin (hem üretilen hem de üreten) oluşturduğu bir kimliğe odaklanmasından gelmektedir. Neticede XXI. yüzyılda gösterge dünyasına mekansal sınır çizme adına AVM’ler ekonomiden kültüre bir dizi değer değişimiyle birlikte yeni sosyalleşme araçları etrafında tüketimle şekillenen bir kimlik üretiminde başat rol oynamaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 15, 2020 |
Acceptance Date | December 19, 2019 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 9 Issue: 17 |