Hayat fiziki olarak içinde geçtiği için, mimarlığın insanlar üzerinde güçlü
bir etkisi vardır. Mimarlık eserlerinin ifadesi zamana, yer ve toplumlara göre
değişiklikler gösterir. Bu değişiklikler
gözlemlenmiş ve genel olarak “üslȗp” diye adlandırılmışlardır. Sükȗnet ve
durağanlığın hâkim olduğu Eski Çağlar’da üslȗpların uygulanması çok yavaş
olmuştur. Üslȗp değişimlerinin hızı teknolojik gelişmelere bağlı olarak giderek
arttı, o kadar ki bir insan ömrü içindeki değişimlerin hızını takip etmek çok
güç. İçinde yaşanılan dönem içerisinde oluşan üslȗpları ayırt etmek güçtür
fakat geçmiş dönemler incelendiğinde görebilmek kolaydır. Bununla birlikte,
gündelik hayatı kontrol eden günlük nesneler, yapılar ve hatta yerleşimler
incelendiğinde, belli bir üslȗbu tanımlayabilmek mümkündür. Her dönem insan
eliyle yaratılmış her şey üzerinden gözlemlenebilecek belli bir estetik
anlayışı yansıtır. Bu noktadan hareketle, 20. yüzyıla hükmeden temel üslȗp
Modernizm olarak adlandırılabilir. Öte yandan mimaride ve tasarımda Modern
Hareket kendi içinde çeşitlemeler ya da dallar içerir. Bunlardan bazıları
belirgin ve güçlüyken bir kısmı da gölgede kalmışlardır. Art Deco bu ikinci
gruptandır ve bu nedenle bu makalenin konusu olarak seçilmiştir.
Ülkeden ülkeye değişen Art Deco, araştırma örneklemi olarak seçilen
Ankara’daki yansımaları üzerinden incelenecektir. Üslȗp, Türkiye
Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarındaki koşullar içinde açıklanmaya çalışılmış ve
korunmalarının gereklilik nedenleri tartışılmıştır.
Architecture
carries a strong effect on people as life passes physically between what is
constructed. The ambience of the works of architecture differ in time, place
and society. These differences are observed and named as “styles” in general. The periods that past styles have been
exercised happened to be very slow in Antiquity, in a world of tranquility and
stability. Its acceleration increased with the technological developments and
now, it is nearly too hard to trace the differences occurring during the life
span of a human.
It is
difficult to distinguish the styles at the period when one lives in, but easy
to see and understand when observed as the past. However, there are ways to
describe a certain style in general by examining the features controlling the
daily use objects, buildings and even settlements. Every period reflects a
certain aesthetic understanding observable on everything that is manmade. From
this point of view the basic style governing the 20th century can be
named as Modernism. On the other hand, the Modernist Movement in architecture
and design carry varieties or branches in it. Some are distinct and powerful,
while the others have been left in shadow. Art Deco is one of the latter, and
therefore is chosen as the subject of this article.
The
reflections of Art Deco differing from place to place will be examined over the
city of Ankara, chosen as the case study. The style is tried to be explained in
the conditions it was exercised during the establishment years of the Turkish
Republic and the reasons for their conservation is discussed.
Subjects | Architecture |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 15, 2018 |
Submission Date | December 5, 2017 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 1 Issue: 1 |